Her taraftan biber gazı geldi. İnsanlar panikle kaçıştı. Otobüs aynı zaman da bir barikat da oluşturduğundan kaçışan insanlar dar geçiş noktasında birbirini ezmeye başladı. Geçiş noktasında yerde yatan yaralılar vardı

12 Haziran 2013

İSTANBUL - Taksim’de gün boyu süren polis müdahalesinin en şiddetlisi akşam saat 20.15 sularında yaşandı. Polis AKM’nin önüne konuşlanmış, meydanı dolduran binlerce kişiyse polis ve hükümet aleyhine sloganlar atıyordu. ÇARŞI’nın meydanda yerini almasıyla da sloganlar daha ‘neşeli’ bir hal almıştı. Polise ne taş atan vardı ne de başka bir cisim.

Protestocularla polis neredeyse burun burunaydı. Sabahtan akşam saatlerine kadar üzerlerine su sıkan TOMA’lara insanlar dokunuyor, hatta hatıra fotoğrafı çektiriyordu. O saniyelerde de ÇARŞI’nın sloganlarını kaydetmek için fotoğraf makinemi video moduna almıştım. Şiddetin olmadığı güzel bir görüntü vardı. Hatta bazı polisler atılan sloganlara dayanamayıp güldüğüne şahit oldum. AKM’nin Gezi Parkı tarafındaki kullanılamaz durumdaki belediye otobüsünün tepesindeydim. Bir ara TOMA’nın önündeki insanlarla polisler arasında tartışma başladı. Arbede yaşandı. Polisle insanlar arasında itişmeler oldu. Flamalarla polise vurulmaya başlandı. her şey birkaç saniye içinde gelişti. O saniyeden sonra da polisin meydanda toplanan binlerce insana gaz atmaya başladı.

İlk saniye anlamamış olsam da birkaç saniye sonra müdahalenin olduğunun farkına vardım. Her taraftan biber gazı geldi. İnsanlar panikle kaçıştı. Otobüs aynı zaman da bir barikat da oluşturduğundan kaçışan insanlar dar geçiş noktasında birbirini ezmeye başladı. Geçiş noktasında yerde yatan yaralılar vardı. Çok sayıda ayakkabı, sırt çantaları, cep telefonları cüzdan yerlerdeydi. Otobüsün üzerinde sinir krizi geçiren genç kadının çığlıklarını uzun süre unutacağımı sanmıyorum.