Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), İzmir Gaziemir'deki yıllarca atıklarını arazisine gömen kurşun fabrikası ile ilgili ikinci açıklamayı da yaptı
07 Aralık 2012
İlkine göre daha uzun ve kapsamlı olan açıklamada, tesislerde tespit edilen maddenin yalnız atom izotopu Europium 152 değil, europium 154’ün de tespit edildiği belirtildi. Açıklamada ayrıca yapılan çalışmalar neticesinde, ayrı ayrı 15ton, 21 ton ve 151 ton tespit edilen radyasyonlu atığın fabrika sahasından gömüldüğü yerden çıkarılarak Çekmece Nükleer Araştırma ve
Eğitim
Merkezi’ne (CNAEM) gönderildiği bildirildi.
TAEK’in açıklaması, fabrikanın bir nükleer tesis olmadığından faaliyetleri konusundaki yetkinin kendilerinde olmadığını anlatarak başlıyor. Açıklamada sırasıyla şu bilgiler yer alıyor. Aslan Avcı Kurşun Fabrikasına ilk radyasyon İZAYDAŞ’a gönderilen atıkların içinde 16 Nisan 2007’de tespit edildi. Atıklar direkt CNAEM’a gönderildi. Analizler sonucunda atıklarda Europium 152 (Eu 152) izotopu tespit edildi. TAEK 3 gün sonra Gaziemir’e gitti. Radyoaktif bulaşmanın tespit edildiği cüruf depolama sahası
güvenlik
altına alınarak, giriş çıkışı engellemek için saha tel örgü ile çevrildi. TAEK 10 gün sonra yeniden tesislere gitti ve 6 aydır atık depolarında bekletilen ve İZAYDAŞ atık tesislerine gönderilecek olan yaklaşık 1100 ton cüruf üzerinde radyasyon seviyesinde ciddi artışlar tespit etti. 200 tonu kepçe vasıtasıyla geniş bir alana sererek ölçümler yapıldı. 15 ton malzeme ÇNAEM’e gönderilmek üzere ayrılmıştır. Geri kalan 900 ton malzemenin firma tarafından aynı metodlarla ayrıştırılmasının yapılması/yaptırılması gerektiği belirtildi. Fabrika çalışanlarına da radyasyondan korunmak için eğitim verildi.
KAZDIKÇA RADYOAKTIF CÜRUF ÇIKMIŞ
TAEK, Mayıs 2008’de 2 kez fabrikanın bulunduğu alana gitti. Yaptığı analizde de bu kez Eu-152 ve düşük miktarda Eu-154 radyoizotoplarına rastladı. Haziran 2008’de ise 21 ton 300 kilo atık ÇNAEM’e gönderildi. Temmuz 2008’de bu kez gömülen atıklar 5-6 metre derinliğe kadar kazılarak radyoaktif cüruf malzeme tespit edildi. Çıkarılan 151 ton 900 kilo radyoaktif madde 72 konteynırla CNAEM’e gönderildi. Ağustos 2008’de yeniden tesislere gidildi ve bu kez 8 metre derinliğe kadar kazılarak ölçümler yapıldı. Bu kez de 73 ton 450 kilo radyoaktif cüruf ÇNAEM’a gönedrildi. Su numunelerinin analiz sonuçlarına göre ise herhangi bir radyoaktif bulaşma tespit edilmedi.TAEK, radyasyon içeren hammedelerin nereden geldiğini anlamak için Eylül 2008’de Aslan Avcı kurşun fabrikasına hammadde sağlayan
İstanbul
, Kocaeli, İzmir, Kırıkkale’deki tedarikçi firmalarda incelemeler yaptı. Ancak bu maddeye oralarda rastlamadı.
TAEK, Ekim 2008’de Aslan Avcı’ya bir kez daha giderek, karantina bölgesini kontrol etti. Alanın karantinaya alındığını, çift sıra tel çekildiğini, radyasyon uyarısı levhalarının asıldığını tespit etti. (
Bugün
teller parçalanmış, hiç bir uyarı levhasının olmadığını bölgeyi insalar kestirme yol olarak kullanıyor.) TAEK 2009’da da firmaya radyasyon ölçüm ünitesi kurdurdu. En son Temmuz 2012’de ölçümler yaparak tesiste herhangi bir değişiklik olmadığını tespit etti.
TAEK, açıklamasında fabrikaya ve diğer resmi kurumlara yazdığı yazıları ve içeriklerini anlatıyor. TAEK bu kısımda, halen fabrika içinde bulunan ve toprak altında gömülü olan 90X90X12 metre boyutlarındaki kapalı istif alanında çok fazla radyoaktif madde ulaşmış malzeme olduğu ve burayla ilgili hiç bir tasarrrufta bulunulmaması konusunda ilgili kurumları da uyardığını anlatıyor. (Bu bölümde insanların yürüyüş yolu olarak halen kullandığı, üzerindeki tellerin parçalandığı bir alan. Buranın ne olacağı ile ilgili hiç kurumun şu ana kadar bir açıklaması yok)
TAEK açıklamasının son bölümlerinde sorumluluğun artık kurumlarında olmadığnı şu ifadelerle belirtiyor: “20 Eylül 2012 tarihli yazımızla firma yetkililerine tesis bünyesinde bulunan söz konusu radyoaktif malzemelerin bertarafına ilişkin çalışmaların, konunun mali analizi ile mevcut mevzuat hükümleri çerçevesindeki mülahazalar da göz önüne alınarak kendileri tarafından yapılması/yaptırılması ve Başkanlığımıza ancak onay/izin gerektiği durumlarda başvurulması gerektiği bildirilmiştir.”
YORUMLAR