Radikal yazdı; TAEK, fabrikada beş yıl önce tespit edildiği halde hiçbir işlem yapılmayan radyoaktif atıklar için harekete geçti. Ancak üretilen akülerdeki tehlike ve işçilerin sağlığı soru işareti.
04 Aralık 2012
İSTANBUL
- İzmir Gaziemir’de atıklarında radyoaktif maddeler tespit edilen ve yıllarca zehirli atıklarını yerleşim yerinin ortasındaki arazisine gömen Aslan Avcı Kurşun Fabrikası,
Türkiye
’yi dehşete düşürdü. Durumu 2007 yılından bu yana bilen Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), Radikal’in haberinden sonra harekete geçti. Beş yıl önce atıklarında radyoaktif madde tespit edilen ve ilgili tüm kurumların haberdar olduğu kurşun fabrikasında TAEK
bugün
inceleme yapacak. Atom Mühendisi Prof. Tolga Yarman, durumun görünenden daha vahim olduğunu söyleyerek fabrikada o dönem çalışan işçilerin sağlığı ve üretilen akülerin saçtığı tehlikeye dikkat çekti.
Radikal’in dünkü manşetinde yer alan ‘İzmir’in Çernobil’i’ başlıklı haber kurumları harekete geçirdi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı dün kurumlardan bilgi istedi. TAEK, bugün bölgeye bir ekip gönderecek. Ancak TC Okan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Atom Mühendisi Prof. Dr. Tolga Yarman, durumun göründüğünden vahim olduğunu vurguladı:
”Söz konusu radyoaktif malzeme ‘Europium 152 izotopu’ adını verdiğimiz atom çekirdeği. Ülkemize nasıl girmiş, bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Muhakkak beraberinde başka radyoaktif atıklarla gelmiş olmalı. Yanmış nükleer reaktör çubuklarında bulunuyor. Çünkü bu çubuklarda uranyum atom çekirdeklerinin parçalanması sonucunda oluşan başka atom çekirdekleri de bulunuyor olacaktır. Yanmış nükleer reaktör yakıt elemanları Türkiye’ye nasıl ve niye getirilmiş? Bunun ötesinde yanmış atıklarda bu fabrika neyi eritmiş? Sehven (farkında olmadan) eritildiğini söylüyorlar. Buna ihtimal vermek zor. Atık, fabrikanın bulunduğu yerin altına gömülmüş ancak fabrikanın erittiği ve üretimde kullandığı malzemenin içinde de mutlaka radyoaktif malzemelerin bulunduğuna ilişkin bir resim çok vahim şekilde karşımıza çıkıyor. Fabrikanın üretimi olan aküleri bulup derhal kontrol altına almak gerekir. Üretimde çalışanları izlemek gerekir. Kanser adayı olmalarından endişeliyim.”
Yasadışı ilişkiler
TAEK’in derhal duruma müdahale edip savcılığa suç duyurusunda bulunması gerektiğini belirten Yarman, şöyle dedi:
”Bunun neden yapılmadığını da anlamakta güçlük çekiyorum. Ortada ciddi bir cürüm var. Kasıtlı olmasa dahi çeşitli açılardan görev ihmali var. Birileri bu malzemeyi yollamış, satmış. Demek ki yasal olmayan ilişkiler var. TAEK, nasıl bunun nereden geldiğinin izini sürmemiş? Bölgenin karantinaya alınması gerekiyor. Yeraltı sularıyla radyoaktif maddelerin nerelere kadar ulaştığı belirsiz. Radyoaktif maddeler güvenli bir yere nakledilmeli.”
‘Tonlarca radyasyonlu madde saptandı’
Bir TAEK yetkilisinin verdiği bilgilere göre de, beş yıl önce TAEK, Gaziemir’deki kurşun fabrikasında incelemelerde bulundu. İncelemede radyasyonlu malzemeler tespit edildi. İl Çevre Müdürlüğü de durumdan haberdar edildi. Diğer kurumlara da bilgiler verildi. TAEK görevlileri günlerce fabrikada yatıp kalktı. Gömülü olan atıklar da çıkarıldı. Ölçümler yapıldı. Radyasyon izine rastlandı. Fabrika sahipleri de ortak işbirliği yaptı. Tespit edilen tonlarca radyasyonlu madde paketlenerek İstanbul’daki Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi’ne gönderildi. O dönem bir sonuca ulaşıldı ve bölge temizlendi.
İl Müdürü: TAEK yazı yolladı, biz de işlem yapamadık
İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ata Erpolat da 2007’de başlayan sürece ilişkin şu bilgileri verdi:
“Yazışmalara baktığımızda TAEK bize direkt bir yazı yazdı. ‘Benden habersiz bir işlem yapmayın’ dedi. Biz de ilgili kurumlara bu yazıyı gönderdik. Radyoaktif madde tespit edildiğini ve hiçbir işlem yapılmaması gerektiğini bildirdik. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Gaziemir Belediyesi ve Kaymakamlığı, Sağlık Grup Başkanlığı’na gönderdik yazıyı. Yapılması gerekenlerin tamamı yönetmeliklerle belirtilmiş. Yetkili TAEK’tir. Ben de fabrikaya bugün gittim. Bir an önce radyoaktif maddelerin bertarafı gerekiyor. Zaten atıkları o şekilde gömdüklerine dair şikâyet geldi. Biz de Mart 2008’de ekip gönderdik. 320 bin TL ceza kesildi. Maliye Bakanlığı’nın takibindeki bir konu. İl Çevre Müdürlüğü yönetmeliğe uygun olmadığı için de suç duyurusunda bulunmuş. İZAYDAŞ ile anlaşma aşamasında numunelerden rdyoaktif madde çıkınca TAEK devreye girdi. TAEK’in yazısından sonra işlem yapamadık.”
Atık gömülü arazide çocuklar oyun oynuyor
Radyasyonlu atıklarını gömen kurşun fabrikası neredeyse şehir ortasında. Yanı başında evler, okullar, işyerleri var. Bölge halkı 70 dönümlük arazisi bulunan fabrikanın etrafındaki parçalanmış tel örgüleri aşarak, zehir gömülü arazinin üzerinden geçiyor. Çocuklar bu arazide oynuyor.
İki yıl önce terk edilen Aslan Avcı Kurşun Fabrikası’na en yakın ev Mevlut Sert’inki: “1979’da sadece bir binası vardı. Sonra büyüdü. Bir sürü bina yaptılar. Makineler getirdiler. Burası dereydi. Dereyi doldurdular. Mahalle eylemler yaptı. Mahallede iki kişi astım oldu, sonra aynı kişiler kanser oldu ve öldü. Fabrika çalışanlarından da ölenler olduğunu duyduk. Eylemler yapılınca buraya milletvekilleri geldi, sağlık müdürlüğünden gelip tarama yaptılar. Ben çevre müdürlüğüne şikâyet ettim. Fabrikanın zehirli dumanlar çıkardığını söyleyince çok heyecanlandılar, hemen ‘Adını söyle’ dediler. Adını söyleyince kimse gelip gitmedi.”
Gülşen Sert ise fabrikanın yıllarca çektiği dumanı ve kokusunu “Camları kapıları açamıyorduk” diye anlattı.
Europium 152: Etkisi 100 yıl sürer
TAEK’in raporlarına göre, fabrikadaki radyoaktif kaynağın Europium 152 adı verilen izotop olduğu anlaşılıyor. Bu izotop Türkiye’de bulunmuyor. Bu kaynağın Türkiye’ye yasal olarak girişi olmadığı gibi kaybolmuş olma olasılığı da bulunmuyor. Prof. Dr. Tolga Yarman’ın verdiği bilgiye göre, Europium 152 atom çekirdeğinin yarı ömrü 12.5 yıl. Elektronlar ve gama ışınları atarak bozuluyor. Tamamen zararsız hale gelmesi yani radyoaktif atom çekirdeği etkinliğini tamamlaması için yaklaşık 100 yıl gerekiyor. Prof. Dr. Yarman, eğer fabrikada radyasyonlu bir madde varsa en az 100 metre uzaklıkta durmak gerektiğini de söylüyor.
Sakat doğum ve kanser nedeni
Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı ve Çevre İçin Hekimler Derneği Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa, bölge halkının yüz yüze olduğu tehlikeyi şöyle anlattı: “Radyoaktiviteden etkilenme alınan radyasyon dozuna ve alınma süresine göre değişir. Genetik yapının bozulması neden olabiliyor. Hamile kadınların etkilenme riski var. Organ hasarlarına, sakat doğumlara neden olabiliyor. Kanser yapabiliyor. Radyoaktif ışımaya maruz kalan her 100 bin kişiden 7’sinin kanser olması beklenebilir.”
YORUMLAR