72 yaşındaki büyük ozan Neşet Ertaş, önceki gece Harbiye Açıkhava Sahnesi'ndeydi. 'Bunlar son konserlerim' diyen Ertaş'a doymak ne mümkün?
24 Temmuz 2010
İSTANBUL - Tam 56 yıldır sahnelerde. Şu anda 72 yaşında. Elinde sadece bir bağlaması, arkasında ise otantik zil, kaşık, bendir, darbuda ve bir de elektronik batari çalan mütevazı bir orkestrası var. Ancak bir kuşağın son temsilcilerinden, Anadolu âşıklık geleneğini belki de en iyi icra eden ustası Neşet Ertaş, bir bozlak okuduğunda ne performans aranıyor, ne yaş, ne de dev ortestralar.
Avea Harbiye Açıkhava Konserleri’nde önceki gece sıra Neşet Ertaş’taydı. Açıkhava, köşelerdeki birkaç sıranın dışında doluydu. Ertaş’ın ilk sözleri ‘Son konserlerim, ama komşular bırakmıyor. Kara suratımı illa görmek istiyorlarmış’ oldu. İçinde bol bol ‘gönüllerin kırılmaması, savaşların olmaması, kul hakkının yenilmemesi, silahların yok olması’ mesajlarının geçtiği bozlaklarını bir bir okuyan Ertaş, yine bir dönemin ‘âşık’larından babası Muharrem Ertaş’ın çırağı Hacı Taşan’ın derlediği ‘Allı Turnam’ı okumadan önce, “Hacı Taşan dayım olur, gelmişini geçmişini hatırlamayanın dünyası gördüğü kadar olur” diyerek 1983’te hayatını kaybeden dayısı Hacı Taşan’ı andı. Ve ardından tüm Açıkhava korosu da Ertaş’a ‘Allı Turnam’da eşlik ederek ‘şeker’ söyledi, ‘bal’ söyledi.
Anadolu’nun hüznünü yansıtan türkülerin ardından kendisine ait ‘Doyulur mu, doyulur mu’yu okudu. Açıkhava’nın tüm boşlukları bir anda göbek atanlarla doldu. Alkışlar, ıslıklar Oynamaya da, Ertaş’a da doyum olmuyordu.
‘Aç biraz yavrum’
Konsere verilen 15 dakikalık aranın ardından uzun bir süre Ertaş, teknik sorunlarla boğuşmak zorunda kaldı. Ancak bu işlemler de yine Ertaş’ın üslubundan nasibini aldı. İkinci yarının ilk 10 dakikası şunlar yaşandı: Ertaş, uzunhavaya başladı. Sazın sesi çıkmadı. Ertaş, “Aç biraz yavrum” dedi. Ses çok çıkınca, “Kıs biraz yavrum”, tekrar düşünce “Niye oynadın yavrum”, tam kıvamını bulunca “Yeter çocuğum” sözlerini uzun havanın aralarına ekledi.
Ertaş, ikinci yarıda da ağırlıklı olarak kendi derlediği türküleri okudu. Konser sonuna geldiğinde 20 parça okumuş saat de 23.30 olmuştu. İzleyiciler arasında her şarkı arasında ‘Zahidem’, ‘Çiçek Dağı’, ‘Niğde Bağları’ türküleri istense de Ertaş, programından çıkmadı. Ayakta uzun süre alkışlanan Ertaş, izleyicilerine duyduğu saygıdan iki büklüm vaziyette sahneye girdiği gibi çıktı.
Aklıma takılan en önemli sorulardan biri ‘Ertaş’ın bu son konserinin son olup olmadığıydı. Bunu öğrenmek için kulisin yolunu tuttum. Kısa bir dinlenmenin ardından Ertaş, kulise geldi. Hayranlarından fırsat bulduğum bir ara, neden ‘Son konserlerim’ ifadesini kullandığını sordum. Ertaş, “Artık yoruldum, 56 yıldır sahnelerdeyim. Bu kadar yeter ama kara suratımı illa görmek istiyorlar” dedi. Kulisteki hayranlarının ise tek dileği Ertaş’ı tekrar sahnelerde görmekti.
YORUMLAR