Ovit Dağı, Rize ile Erzurum’u birbirine bağlıyor. Dağın 2 bin 640 metre rakımında bir geçit var. Araçlar burayı kullanıyor. Ancak kışın geçit vermez. Zor bir coğrafya. Yılın ilk karı buraya düşer. Aylarca yol kapanır. Son 2 yıl üst üste geçitte mahsur kalanlarla kendini hatırlattı Ovit. Neyse ki bu çile birkaç yıl sonra son bulacak. Türkiye’nin en uzun tüneli Ovit Dağı’na açılıyor. 

Ovit Dağı’na çıkma nedenimiz geçit ya da tüneli görmek ya da yüksek irtifada bir yürüyüş değil. Bunun çok ötesinde bir aktivite... Ovit Dağı’nın eteklerindeki Yedigöller adı verilen buzul göllerinden birine dalış yapmak için bu eşsiz coğrafyadaydım.

Mevsim sonbahar ancak yılın ilk karının eli kulağında. Sıcaklık yaklaşık 10 derece, su ise 7 derece... Rize üzerinden önce İkizdere’ye, sonra da Ovit Geçidi’ne ulaştık. Geçidin bulunduğu noktadan Mor Yayla’ya doğru yaklaşık bir saatlik bir araç yolculuğundan sonra Verçenik’in gölgesindeki Yedigöller’e vardık. 

Rakım 3 bin 300 metre... Bir uçurumun kenarındayız. Manzara muhteşem. Ayaklarımızın dibinde farklı boyutlarda göller görünüyor. Bunların hepsi buzul gölüydü. Kışın tamamen donan göller, sonbaharda buz öncesi son günlerini yaşıyordu. Verçenik’in silueti göllere yansıyor, kayıp giden bulutlar gölün yüzeyini renklendiriyordu.

Araçlardan dalış malzemelerini indirdik. Uçurumdan baktığımızda ayaklarımızın dibindeymiş gibi duran göllerden en yakın olanını gözümüze kestirdik. Kişi başı 30 kilogramlık malzemelerle yürüyüşe başladık. Yukarıdan bakınca sanki dokunulacak mesafede gibi duran göller bir türlü gelmiyordu. Biz gidiyorduk ancak göl sanki bizden uzaklaşıyordu. Bir saat sonunda yakındaki göle vardık. Harap ve bitap vaziyette... 

Daha önce bu göllere dalış yapılıp yapılmadığını bilmiyoruz. Elimi suya soktum. Soğuktu. Ayağımı soktum. Titredim. Ancak soğuk bizi yıldırmadı... Bu maceraya dalış malzemelerini getirerek destek olan Dive Kolik Dalış Merkezi’nın iki eğitmeni Taner Günal ve Oktay Çakmak ile birlikte dalış hazırlıklarına başladık. Böyle bir deneyim hepimiz için ilk olacaktı. 

Ayaklarım suya değdiği anda soğuğu tüm vücudumda hissettim. İlerlemeye devam ettim. Kafamı soktuğum anda artık bir başka dünyadaydım... Burası Karadeniz’in göğe asılı dağları arasındaki bir buzul gölüydü. Çok soğuktu. Çok uzaktı. Çok yüksekti ama çok güzeldi...

Gölde canlılık olup olmadığını bilmiyorduk. Tahminlerimiz boşa çıktı. Tek bir balık bile göremedik. Tek gördüğüm, suyun içindeki küçük böceklerdi. Çıplak gözle çok zor görülüyorlardı. Milyonlarcası suyun her tarafına yayılmıştı. Suyun dibiyse balçık çamurdu. Gölün en derin yeri 10 metre civarındaydı. Karşı kıyıya olan uzaklık yaklaşık 100 metreydi. Gölün bir ucundan diğerine kadar sualtından gittik. Birkaç fotoğrafın ardından geri döndük. 

Yaklaşık 30 dakika suda kaldık. Ancak o soğukluktaki bir su için hayli uzun bir süreydi. Sudan ilk çıktığımda dudaklarımı yeterince oynatamadığımdan net konuşamıyor, parmaklarımı kımıldatamıyordum. Çıktıktan dakikalar sonra kendime geldim.

Dalış bittikten sonra sıra toplanmaya ve geri dönmeye gelmişti. Ancak bunun çok zor olacağını biliyorduk. Malzemeleri topladık. Yürüyüşe başladık. Birkaç yüz metre içinde kimsede adım atacak hal kalmadı. Gölün bulunduğu nokta 3.000 metredeydi. Çıkacağımız nokta ise 3.300... Oksijen az, yük çoktu. 30 kilogram malzemeyle yaklaşık 1000 metre yürümemiz gerekiyordu. Ancak yükümüz attığımız her adımda daha da ağırlaşıyordu. Büyük bazı malzemeleri gölün kenarına ertesi gün almak üzere bıraktık. Son yüz metre gözlerim karardı, malzemenin bir kısmını bırakıp ikinci bir tur yaptım. 2.5 saatlik bir çıkışın ardından araçların bulunduğu noktaya ulaştık. Zorlu bir maraton oldu... 

Her şeye rağmen Kaçkarlar ve Ovit’in arasında kalan bu buzul göllerinde dalış yapmak muhteşem bir deneyimdi.

Kaçkarlar’daki Yedigöller’e yoğun bir turizm yok. Dalış turizmi içinse henüz çok erken. Ancak bölgede yürüyüş turları düzenleniyor. Yerel turizm rehberi Barış Lakerta’ya göre, dalış turizmi için biraz daha zamana ihtiyaç var. Ancak bizim grup gibi macera tutkunlarına yönelik özel turlar için rehberlik hizmeti veriliyor. Organizasyon Gazella Turizm’e aitti. ‘Türkiye’nin En İyi 10 Fotoğraf Yeri e-Kitap Projesi’ni hazırlayan Gazella’nın ilk durağı Kaçkarlar’dı. Fotoğrafçı Faruk Akbaş da bölgeyi en iyi bilenlerden. Proje kapsamında fotoğraf tutkunlarına yol gösteriyor...