Hava fotoğrafçısı Orhan Durgut, 12 yıl boyunca Mekke’yi helikopterle aynı noktadan fotoğrafladı. Kendisinden önce Sultan II. Abdülhamid’in bu şekilde Mekke’nin panoramik fotoğraflarını çektirdiğini anlatan Durgut, arşivini ‘2006-2017 Panorama Mekke-i Mükerreme’ adıyla kitaplaştırdı.
Orhan Durgut, fotoğrafçılığa 1977’de başladı. 1986’da Türkiye’ye alınan ilk sivil helikopter ile hava fotoğrafçılığına geçti. Turistik tesisleri, arkeolojik alanları, ören yerlerini ve şehirleri çekti yıllarca. Görüntü alma imkânı tanıyan drone’lar çıktıktan sonra hava fotoğrafçılığını bıraktı.
2005’te ilk kez hac için Mekke’ye gittiğinde şehir büyük bir değişikliğe hazırlanıyordu. Kutsal mekânın bu gelişimine hem ilk elden tanık oldu hem de gördüklerini havadan belgeledi. Durgut, “2006’da tekrar gidip fotoğraf çekimlerine başladım.
Resmi izinleri alıp bugüne kadar çekimlere devam ettim. Mekke-i Mükerreme çekimlerimi Harem-i Şerif merkezli olmak üzere tüm şehre odaklanarak yaptım. 12 yılda Mekke’de Beytullah (Kâbe) dışında her şey değişti... Arşivimde 100 bine yakın fotoğraf oldu.
Bu çalışmayı hiçbir kurumun siparişi olmadan kendi inisiyatifim ve imkânlarımla yaptım” diyor.
Mekke’nin 1890’daki fotoğrafı ile 2016 görüntüsü, değişimi ortaya koyuyor.
Çekim için izni Mekke-i Mükerreme Belediyesi’nden aldı. Kendisine helikopter imkânı sağlandı, THY ulaşım sponsoru oldu. Projesini 2012’de, o dönem başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’a anlatınca o yılın tüm masrafları Türkiye Devleti tarafından karşılandı. 12 yıllık arşiv, ‘2006-2017 Panorama Mekke-i Mükerreme’ adıyla ölümsüz bir esere dönüştü. Cumhurbaşkanlığı himayesinde, büyük boy basılan albüm kitabın ilk sponsoru Konya Selçuklu Belediyesi oldu. Yaklaşık 200 fotoğrafın yer aldığı 200 sayfalık eserden sadece 1000 adet basıldı. Durgut’a göre, başka sponsorlar bulunabilirse kitap herkesin ulaşabileceği boyutta ve fiyatta basılabilir.
Orhan Durgut’un bir sonraki projesi, İslam şehirleri. İslam ülkelerini birbirine tanıtmak için 33 ülkede 70 şehir fotoğraflayacak. Şimdiden 48 şehrin fotoğraflarını çekmiş. Ancak sırada zor şehirler var. Bu çekimleri de kendi inisiyatif ve imkânlarıyla yapıyor. Projenin devam edebilmesi için maddi-manevi desteğe ihtiyacı olduğunu şöyle anlatıyor Durgut: “Yüzde 65’i biten bu projede sıkıntılarım var.
Çalışmanın kurumsal bir kimliği ve desteği olmadığı için bazı ülkelere vize alamıyorum, bazı ülkelere de gitmeyi başardığım halde fotoğraf çekimi için izin alamıyorum. Bunların pek çoğu da bu projede olmazsa olmaz şehirler. Irak’ta Samara, Mısır’da Kahire ve Sina, Çin’de Ürümgi ve Aksu, Afganistan’da Hebat ve Mezarı Şerif, Libya’da Fizan, Mali’de Timbuktu gibi yerler.”
Durgut, planladığı gibi 70 İslam şehrine tek tek gidip fotoğraflamayı başarırsa, yeni yayınlar hazırlayıp yeni sergiler açacak.
YORUMLAR