Bir zamanlar Karşıyaka’nın, şimdiyse Fenerbahçe’nin oyun kurucusu Bobby Dixon, hayatını anlatan bir kitap yazdı: ‘Savaşçı: Dipten Zirveye’. Kitabı okurken sarsılacaksınız. Çünkü Dixon’ın daha çocuk yaşlarda Şikago’nun yoksul mahallelerinde nasıl uyuşturucu satarken yakalanıp cezaevine düştüğünü, babasının bir kez bile kendisini basketbol oynarken seyretmediğini, yiyecek çaldığını öğreneceksiniz. Tabii bugün nasıl kendini Avrupa’nın en büyük kulüplerinden birinde, zirvede bulduğunu da... Dixon’la hem açık yüreklilikle yazdığı kitabını konuştuk hem de bire bir maç yaptık.
Kitapta, kendinizi bu hikâyeyi yazmaya zorunlu hissettiğinizi belirtiyorsunuz. Neden?
- Başta, basketbol anlamında hikâyemin biraz garip olduğunu düşündüğüm için böyle hissettim. Birçok insan bu noktaya gelmeyi başaramayabilir. Öte yandan, geçtiğim yollar birçok insan için ilham verici de olabilir. Bu nedenle her şeyi şeffaflıkla anlatmayı tercih ettim. Hiçbir şeyi gizlemeden...
Birçok kişi kitapta bahsettiğiniz bisiklet çalma, uyuşturucu satma gibi olayları yaşasa bile utanıp yazmayabilir. Sizin her şeyi tüm çıplaklığıyla anlatmanızın altında ne var?
- Benim geldiğim yerde insanlar her zaman ‘survival mode’da (hayatta kalma dürtüsüyle) yaşamak zorundaydı. Normalde insanın sahip olacağı bazı duygu ve yaklaşımlar, amacınız sadece hayatta kalma içgüdüsüne indirgenince kaybolabiliyor. O zamanlar ben de bu güdüyle hareket ediyordum. Her şeyi açıkça anlattım ve bundan utanmıyorum çünkü kendimi mükemmelmişim gibi gösterme kaygım yok. Benim de hatalarım oldu, ben de kötü şeyler yaptım. İnsanın geçmişi bazen küçük düşürücü olabiliyor. Ama kendimi bunlardan bağımsız anlatamazdım.
YORUMLAR