Bir zamanlar Osmanlı’nın deniz üssü Midilli, Türkiye için çok önemli bir yere sahip. Hem doğal güzellik, hem de derin bir tarih var adada. Sınırlarımızdan sadece birkaç kilometre uzakta. Üstelik ‘tam da şu sıralar’ görmeniz için önemli bir neden daha var
Serkan Ocak / serkan.ocak@hurriyet.com.tr
Yunan adaları her geçen yıl popüleritesini artırıyor. Ancak Midilli’nin yeri ayrı... Denizi, köyleri, tarihi, sanatı... Her bir başlığın hakkını dolu dolu alırsınız buraya gittiğinizde.
Sonbahar girdik, havalar soğuyor... Ancak yine de ara ara güneş yazdan kalan yüzünü gösteriyor ve içimizi ısıtıyor. İşte böyle bir hafta sonu Midilli’deydim. Üstelik normal yolla değil, İstanbul’dan ilk kez adaya kalkan bir yolcu uçağı ile yaklaşık 100 kişiyle birlikte...
Adanın Osmanlı döneminde son mutasarrıflarından Halim Bey’in akrabaları Elgiz ailesi, dedelerinin yaşadığı konakta bir sergi açtı. Hem kuşaklararası bir bağın hatırına, hem de iki toplum arasındaki ilişkilerin gelişmesi adına çok önemliydi bu sergi. Adı da “Geçiş Çizgileri”... Elgiz Daimi Koleksiyonu’ndan Bedri Baykam, Pınar Yolaçan, Oleg Dou gibi 25 sanatçının eserleri yer aldı.
İlk ama son olmayacak
Sevda ve Can Elgiz’in özel girişimiyle gerçekleştirildi organizasyon. Can Elgiz’in dedesinin babası Halim Bey, adayı yöneten son Osmanlı temsilcisi. Mübadele ile Türkiye’ye göçmek zorunda kalmış ve bir daha da adaya dönememiş. Konakları da Yunan devletine kalmış. Halim Bey Konağı, bugün Midilli Belediyesi’ne ait bir sanat galerisi. Yılda 200 sergi yaptıklarını anlatan Can Elgiz, Midilli’nin yerinin çok ayrı olduğunu şöyle anlatıyor:
“Hem Türklerin her türlü izlerini taşıyan hem de 35 dakikalık uçuş mesafesinde olan bir yer. Nereye el atsanız Osmanlı döneminden bir eser çıkıyor. Adadaki ‘Yeni Cami’ ailemden kaldı. Türkiye’de Vakıflar Genel Müdürlüğü burayı restore etmek istiyor. Ancak biraz prosedürel sorunlar var. Aileden kalan ayrıca binlerce kitap var. ‘Balçıkova’ bölgesindeki bir camide... Sonrada cami kiliseye çevrilmiş. Biz de bu kitapları yeni keşfettik. Bu sergi bir ilkti. Ancak son olmayacak. Önümüzdeki dönemde adada Türk faaliyetlerine devam etmek istiyoruz.”
Midilli, yazın çok kalabalık oluyor. Ancak şu dönemde hem konaklama hem de plajlar, hem de çarşı ve şehir tenha durumda. Yazın bunaltıcı sıcağından eser yok. Üzerinize kalın bir mont almanız da gerekmiyor. Deniz suyu sıcaklığı ise ideal. Balık mevsimi başladı. Restoranlardaki çeşitler arttı. Tavernalar müşterilerini bekliyor.
Hem bu nedenlerle hem de 11 Kasım’a kadar devam edecek sergi için adaya gitmenin şu sıralar tam zamanı...
Nasıl gidilir?
Normalde adaya uçakla gitmek için önce Atina’ya gitmek gerekiyor. Ya da Ayvalık’tan feribotla... Gidiş-dönüş bilet fiyatı yetişkin yolcu yaklaşık 90 TL, araç için 210 TL. NOrmal feribot 1.5 saat, hızlı feribotlar ise 45 dakika sürüyor. Adalara özel kapıda vize uygulası var. Fiyatı 55 Euro. İki hafta geçerli.
‘Bilmemiz gereken bir yer’
Midilli’de İlber Ortaylı da vardı. Prof. Dr. Ortaylı’ya göre de Midilli’ye gitmek için nedenler şöyle: “Osmanlıdan kalan bölgenin en iyi zentinlikleri... Midilli mübadillerinin vatanı, Osmanlı donanmasının önemli üssü ve en önemlisi bilmemiz ve öğrenmemiz gereken bir yer olması...”
YORUMLAR