Başak Dizdar, özel bir bankada avukat olarak çalışıyor. Lisede eğitim için Londra’ya gittiğinde gökyüzüne bakıp “Ben dünyayı görmek istiyorum” dedi. Sonra çalışmaya başladı, evlendi ve çocuk sahibi oldu. Bunlar dünyayı dolaşmasına engel olamadı. Bugüne kadar Alaska’dan Endonezya’ya tam 77 ülke gezdi.
Serkan Ocak / serkan.ocak@hurriyet.com.tr
Kendinizden bahseder misiniz? Gezme tutkusu nasıl başladı?
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum. Çocukken ailemle çok sık seyahat ederdik. İlk kez özgürce yollara düşme fikriyse lise yıllarımda eğitim için gittiğim Londra’da filizlendi. Dilimizi anlamayan bir ülkede sokak sokak dolaşırken, Tower Bridge’in tam altından geçtiğim sırada, başımı gökyüzüne çevirip, havayı derince soluyup “Ben dünyayı görmek istiyorum” demiştim. Zamanla farklı farklı kültürleri tanımaya, kentlerin birbirinden değişik dokularına tanıklık etmeye, kasabalardaki efsaneleri, hikâyeleri dinlemeye başladıkça gezmek benim için tam bir tutkuya dönüştü.
Seyahatlerinizi nasıl ve neye göre planlıyorsunuz?
Büyük kısmı spontane gelişiyor. Herhangi bir gazete ilanı, mail’ime düşen yakın tarihli bir tur reklamı, arkadaşlarımın lafın arasında bahsettiği ilginç bir kasaba, bir anda yollara düşmeme neden olabiliyor.Bunlar genellikle kısa süreli seyahatler ya da hafta sonu gezileri oluyor. Bir haftadan daha uzun süre kalacağım her rotayı, önceden planlıyorum. Görülmesi gereken yerlerin, tadılacak lezzetlerin, kitabımda kullanılacak fotoğraf karelerini en iyi yakalayacağım noktaların tespitini, yola çıkmadan yapıyorum.
Bugüne kadar nerelere gittiniz? Sırada nereler var?
Alaska’dan Endonezya’ya, Norveç Fiyortları’ndan Britanya Adaları’na, Kanada’dan Çin’e, Karayipler’den Maldivler’e kadar uzanan geniş bir rota yelpazesinde bugüne kadar 77 ülkede ve yüzlerce şehirde bulundum. Bali, Patagonya, Grand Canyon ve İzlanda en etkilendiğim yerler oldu. Afrika ve Sibirya en merak ettiğim coğrafyalar. Önümüzdeki yıllarda listeme dahil etmeyi düşünüyorum. En yakın seyahat planımsa Minsk. Ayrıca değişim sürecine girmeden, Küba da görmek istediğim yerler arasında.
Bu seyahatler çok masraflı olmuyor mu?
Yıllık gelirimden seyahatler için ayırdığım bir bütçem var. Her sene gidilecek rotaları bu bütçe çerçevesinde belirliyorum. Harcanan tutarlar da aslında biraz gidilen rotaya göre değişiyor. Alaska, Güney Amerika gibi destinasyonlar ve gemi seyahatleri daha pahalı olabiliyor. Ancak Avrupa seyahatlerinin pek çoğunda, her bütçeye uygun yeme-içme ve konaklama seçeneği bulmak mümkün.
İşyerinden nasıl izin alıyorsunuz?
Tüm çalışan gezginler gibi yıllık izinlerimi kullanıyorum. Onun dışında cuma akşamı yola çıkıp, pazar gecesi dönülen seyahatler en sık gerçekleştirdiklerim. Yılda 52 hafta ve hafta sonu olduğunu düşünürseniz, aslında bunun yarısında ben genelde yollarda oluyorum. Bazen bir-iki günlük izin kullanıp hafta sonuyla birleştiriyorum. Kısa süreli tatillerde, Avrupa ya da yurtiçi mecburi tercih oluyor. Yılda iki kez de uzun seyahate çıkıyorum. O zaman da imdadıma bayram tatilleri yetişiyor.
Seyahatlerinizde başınıza gelen en kötü şey nedir, aynı şekilde hiç unutamadığınız bir anınız var mı, nedir?
2010 senesinde, bir Karayipler cruise gezisi için Londra aktarmalı olarak Miami’ye gidiyorduk. Havaalanına indiğimizde, iki aile tüm valizlerimizin kaybolduğunu öğrendik ve gemiye yanımızda hiçbir eşya olmadan binmek zorunda kaldık. 12 günlük turumuzu, sadece egzotik adaların küçük dükkânlarından temin ettiğimiz üç-beş parça eşya ile tamamladık. Hatta gemideki bazı restoranlara kıyafetimiz uygun olmadığı için alınmadık. O gün için canımızı sıkan bu durum, şimdi gülümseyerek hatırladığımız bir anıya dönüştü.
Bir defasında da İsrail-Kudüs’te, bir çatışmanın tam ortasında kaldık. Kızım Alya Lena’nın ilk yurtdışı seyahatiydi. Mescid-i Aksa’ya doğru yürürken bir anda sokağın ilerisinden sesler, bağrışlar yükselmeye başladı. Hz. İsa’nın Çile Yolu Via Dolorosa bizim çile yolumuz oldu. Ses bombaları patlamaya herkes üzerimize doğru koşmaya başladı. Bir dükkâna sığındık. Kısa sürede her şey normale döndü. Bu bize, rota seçimi konusunda büyük bir ders oldu.
En çok etkileyen yer neresiydi?
Bali ve özellikle de Ubud. Bu gizemli topraklar, sadece tatil yapmak için değil, arınmak için de gidilebilecek ender rotalardan. Uzakdoğu tınıları, egzotik kokuları, kat kat yemyeşil pirinç tarlaları, maymunların iç gıcıklayıcı bir ses çıkararak gezindiği sık ve gür ormanları ile Ubud, dünya üzerinde bence görülmesi gereken yerlerden. Tatilinizin daha ilk gününden itibaren mistik havası içinize işler, hücrelerinize yayılır, zihninize hükmeder. Oradan bambaşka bir insan olarak dönebilirsiniz.
Seyahat etmeyi nasıl tanımlarsınız, sizin için anlamı nedir?
Dünyadaki en tehlikeli aşk! Çünkü zamanla etkisini kaybetmeyen, dozu sürekli artan büyük bir tutku gezmek. Yoğun ve stresli yaşamın içerisinde ruhu besleyen nadide aktivitelerden. Bana göre nefes almak, yemek yemek kadar zaruri. Bazen bir seyahatten döndükten hemen sonra yeniden yola çıkma arzusu duyuyorum. Bazen de bir seyahatin ortasında, başka bir seyahatin planlarını yapmaya başlıyorum. Gözümün önünde sanki arada sırada beliren bir dünya haritası var.
YORUMLAR