Silahlar patladı. Bankaya girmeye çalışan soyguncuların biri yere düştü. Hemen tabuta koydular. Şerif diğer hırsızı yakalayıp hücreye attı... Bu, elbette bir oyun. İzmit Karamürsel’e bağlı Çamçukuru Köyü’nde, 11 odalı bir otelin önündeki kovboy kasabasının şovlarından biri.
Serkan Ocak / serkan.ocak@hurriyet.com.tr
Aslında burası Körfez’in sırtlarında, yemyeşil doğanın içinde, yıllardır butik olarak işletilen 11 odalı bir otel. İşletmecisi turizmci Erkan Erdem. İşi gereği hayatı boyunca gezmiş. Bir yandan ABD’de okurken bir yandan Çamçukuru’ndaki otelini işletmeye devam etmiş.
Son seyahatlerinden birinde, Las Vegas’taki Calico Kovboy kasabasını görünce aklına şu fikir gelmiş: “Çocukluğumdan bu yana TRT 1’deki kovboy filmi seyrederim. Çok özeldir benim için. Bir Amerika seyahatimde Las Vegas’ta 1970’lerden kalma o kovboy kasabasını gördüm. Dışarıda 350 otobüs vardı. ‘Türkiye’de neden böyle bir şey olmasın?’ diye düşündüm. Ufaktan başladık. İş çığrından çıktı, bu noktaya geldi...”
Erkansas City, otelin önündeki bahçede geniş bir alana yayılmış minik bir kovboy kasabası. İnşaatı yaklaşık dokuz ay önce başlamış. Ama popülerliği gittikçe artıyor. Bunun nedenini oraya gidince hemen anlıyorsunuz. Ziyaretçilerden biri şunu söyledi: “Sabah bir arkadaşımız burada çektiklerini Instagram’a koydu. Sakarya’dan iki saat sonra atlayıp geldik...” Aslında gelenlerin büyük bir kısmı bu şekilde gelmişti.
Kapıdan giren herkese birer kovboy şapkası ve kırmızı bir fular veriliyor. Sonra herkes Erkansas City’nin kovboyu oluyor. İşletmeci Erdem’in müthiş bir enerjisi var. Bir saniye bile yerinde durmuyor. Bir bakmışsınız, ata binmiş geliyor. Bir bakmışsınız, ‘Saloon’un çatısından birilerine ateş ediyor. Çocuklarla şakalaşıyor. Kadınlara düello yaptırıyor. Posta arabasında poz veriyor.
Gelenlerin asıl amacı kahvaltı yapmak. Ama alelacele bir-iki lokma atıştırdıktan sonra kimsenin kahvaltıyla işi olmuyor. Kimi kovboy atlarını seviyor, kimi şerif koltuğunda fotoğraf çektiriyor. Bazısı da Afganistanlı Nurettin’den görev için giydiği kızılderili kıyafetlerini istiyor.
Erkansas City, İzmit’in 30 kilometre batısında, Yalova’nın doğusunda, Osmangazi Köprüsü ile İstanbul’a bir saat uzaklıkta. Tabelasında, “Yeme-içme ve yatma yeri” yazıyor. Kahvaltı mönüsü kişi başı 50 TL. Kovboy kasabasını gezmek ya da yapılan şovları izlemek bedava. Konaklamaysa kişi başı oda-kahvaltı 200 TL.
Posta arabasına kızılderili saldıracak
Erkan Erdem, kendi isminden yola çıkarak kurduğu Erkansas’ın yeme-içme yerinden daha çok, bir konsept parkı olduğunu söylüyor: “Tabii ki kahvaltımız, yemeğimiz var ama şovlar bunun çok önüne geçti. Ramazandan sonra ABD’den hem ödül vermeye hem de çekim yapmaya gelecekler. Esas başarı bence şovlar. Çeşitli şovlar var. Bir soygun canlandırıyoruz mesela. Bazen şerif aşağıya düşüyor. Aşağıya yatak koyuyoruz. Bazen hırsızları cezalandırıyoruz. Tavuk tüylerine atıyoruz. Bir hafta sonra posta arabamızı çekecek atlarımız gelecek. Otoparktan müşterilerimizi posta arabasıyla getireceğiz. Bir tünelden geçecekler. Tünelin içinde Kızılderili saldırısı olacak. ABD’den özel müzikler ve efektler getirdim.”
Peki buraya ne kadar harcamıştı? Cevaplamaktan çekinmiyor: “2 milyon TL’ye yakın. Yanlış yapıldı, söküp tekrar yaptık. Bütün marangozlarla akraba olduk neredeyse. Kapasitemiz belli: 11 oda, kışın 200, yazın 400 kişilik mekân. Hepsi bu. Büyüme gibi bir derdimiz yok. Bu yatırım ancak 30-40 yıl sonra geri döner. 58 yaşındayım. Ben göremeyebilirim. Çocuğum da yok. Yeter ki insanlar mutlu olsun.”
Hem oyuncu hem müzisyen
Erkaksas City, birkaç bölümden oluşuyor. Bahçe kısmında kovboy kasabası var: National Bank, Saloon, küçük dükkânlar, şerif ofisi, hapishane, posta arabası.... Kapalı bölümdeyse cankasaba barı atmosferi yaratılmış. Maket hayat kadınları bile var. Canlı müzikleri de Erdem kendisi yapıyor. Amatör oyunculuğunun yanında amatör müzisyenliği de var.
YORUMLAR