Danıştay sanığı Osman Yıldırım ilk kez Ergenekon sanıklarıyla birlikte duruşmadaydı. Tetikçi Aslan'ın babası ise 'Danıştay'da Ergenekon parmağı var' dedi
25 Ağustos 2009
İSTANBUL - Verdiği ifadelerle Danıştay ve Ergenekon davasının birleşmesinde büyük rol oynayan Danıştay sanığı Osman Yıldırım, dün ilk kez Silivri’de hâkim karşısına çıktı. Yıldırım, “Avukatım yok, korkudan bana avukatlık yapmıyorlar” dedi. Danıştay saldırısının tetikçisi Alparslan Aslan’ın babası İdris Aslan ise “Cinayetin başörtüsüyle ilgisi olmadığını anladım. Ergenekon’un parmağı var” dedi.
Danıştay saldırısı davasıyla birleştirilen birinci Ergenekon davasına dün 104’üncü duruşmayla devam edildi. Duruşmaya aralarında emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile Danıştay saldırısı davası sanıklarından avukat Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım’ın da bulunduğu 27’si tutuklu 32 sanık katıldı. Aslan hasta olduğunu gerekçe göstererek daha sonra salondan ayrıldı.
‘Avukatlar korkuyor’
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün davanın sanığı, tanığı ve gizli tanığı olan Osman Yıldırım’a “Neden avukatın yok?” diye sordu. Yıldırım, “Kimse korkudan bana avukatlık yapamıyor. Avukatım yok. Olsun da istemiyorum” dedi. Buna karşılık Şengün, “Senin istemenle olmuyor o. Suçlandığınız konu size zorunlu olarak avukatlık gerektiriyor” cevabını verdi.
Daha sonra, tutuksuz yargılanan İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Yardımcısı, Talatpaşa Komitesi Genel Sekreteri ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever, komitenin yurtdışındaki çalışmalarının aydınlatılması için dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in tanık olarak dinlemesini istedi. İlsever, dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün davanın baş tanıklarından biri olduğunu belirtti.
PKK ayaklanmasını önledikleri için yargılandıklarını ileri süren İlsever, şöyle dedi: “İddianame, Doğu Perinçek ve beni, Öcalan’la görüşmekle suçluyor. Kaderin cilvesine bakın... İlsever’i Öcalan ile görüşmekle suçlayan kafalar bugün, onun her sözcüğünde bir keramet bularak manşetlere taşıyorlar.”
Öte yandan ara kararlar neticesinde istenen cevabi yazıların bir kısmı mahkemeye ulaştı. Mahkeme 13 Haziran 2009’daki duruşmada MİT Müsteşarlığı’na 2002 yılında gönderilen ihbar mektubunun kaynağını sormuştu. Gönderilen yanıtta, “Teşkilatımıza 3 Temmuz 2002’de gönderilen ve kaynağı tespit edilemeyen isimsiz ihbar mektubu ekinde yer verilmiş olup söz konusu CD’lerle teşkilatımızın bir ilgisi bulunmamaktadır” dedi.
‘Ergenekon’un parmağı var’
Tetikçi Alparslan Aslan’ın babası İdris, annesi Hatice ile kız kardeşi Hilal Aslan da duruşmayı izledi. Baba Aslan, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Danıştay saldırısında Ergenekon’un parmağı var” iddiasında bulundu:
“Alparslan’la en son 21 Nisan 2008’de Sincan F Tipi’nde görüştüm. Daha sonra bizimle görüşmedi. Alparslan’ın Danıştay saldırsından iki ay öncesinden durumu iyi değildi. Şu anda da iyi değil. Bu işte Ergenekon’un parmağı var diye düşünüyorum. Acaba ilaç mı verildi? Uzmanlar zihin kontrolü diyor. Hüseyin Görüm, ‘Alparslan Aslan geceleri fabrikada kalıyordu’ dedi. Orada Alparslan’a bir operasyon mu yapıldı? Belki söyleyemediği şeyler var. Alparslan Ankara’daki davada kimseyle bağlantılı olmadığını söyledi. O belki bunun farkında değildi.”
Aslan, oğlunun sağlık sorunu olduğunu vurgulayarak, “Ergenekon sanıkları devamlı hastaneye gidiyor ancak benim oğlum dört yıldır hastaneye götürülmüyor” diye konuştu.
YORUMLAR