Çaykara'da çığ felaketinin yaşandığı HES inşaatının birkaç kilometre yanındaki başka bir HES için bilirkişi incelemesi yapan 3 öğretim üyesinin yıllar önce 'çığ tehlikesi' raporu düzenlediği ortaya çıktı. Aynı bölgedeki HES inşaatında yaşanan çığ felaketinde ise 3 kişi can verdi, 2 işçiye halen ulaşılamadı.
15 Ocak 2015
RADİKAL – Trabzon’un Çaykara ilçesi Karaçam Beldesi sınırları içinde, Alifostal Deresi üzerinde hidroelektrik (HES) santral projesi inşa edilmek istendi. Ancak bölge III. Derece Doğal Sit sınırları içinde kalıyordu. Yatırımcı şirket, doğa sit alanı sınırlarının daraltılması konusunda 2010’da
Kültür
ve Turizm Bakanlığı’na başvurdu. Ancak bakanlık bunu reddetti. Şirket, Trabzon İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Mahkeme bölgenin doğal sit varlığını taşıyıp taşımadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verdi.
İnşaat Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Ömer Yüksek, İnşaat Yüksek Mühendisi Yrd. Doç. Dr. Osman Üçüncü, Orman Yüksek Mühendisi ve Hukukçu Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Ayaz tarafından oluşturulan bilirkişi heyeti bölgede incelemelerde bulundu. Kasım 2010’da bir rapor hazırladı. Bölgenin diğer doğal zenginliklerine de vurgu yapılan raporda bölgenin III. derece doğal sit alanı özelliği taşıdığı tespit edildi.
‘DOÐA BOZULUR, ÇIÐ OLUŞUR’
Raporda önemli uyarılarda da bulunuldu. Bölgenin yüksek eğimli ve doğuya doğru yükselen çıplak arazi varlığı dikkate alındığında alanda çığ oluşumu tehlikesi bulunduğu belirtildi. Raporda aynen şu ifadeler yer aldı: “Nitekim tesis için izin istenilen alanın hemen kuzeyinde bulunan araba yolu inşa edilmiş vadide, yol hafriyatının neden olduğu tahribat ve çığ etkisi nedeni ile orman ağacı oluşamamış, gelişememiştir. Her ne kadar da çığ etkisinden korunmak amacı ile cebri boru hattının sırt üzerinden geçirilmesi planlanmış ise de gerek cebri boru hattı gerekse de yaklaşım yolları inşaatı nedenleriyle tahrip edilecek orman örtüsü sonucunda bu alan çığ tehlikesi altında olacaktır. Suyu alınmak istenen Alifostal Deresi’nin her iki yakasında da çığ tahribatı sonucu ağaç yetişememiş alanların varlığı da çığ tehlikesini işaret etmektedir. Bu durumda, III. Derece Doğal Sit Alanı içinde yapılmak istenen tesisler, sarp bir topoğrafyada bulunmakta olup yenilenmesi çok uzun
zaman
gerektirir orman mücadele zonunda bitki örtüsü tahribatına neden olacak, dolayısı ile doğal yapıyı bozacak, erozyona ve çığ oluşumuna neden olacak özelliktedir...”
Altı sayfalık raporun sonuç bölümünde de çığ tehlikesine bir kez daha vurgu yapılarak inşaatın başlaması halinde doğal yapının bozulacağı ve bitki örtüsünün tahribinin çığ oluşumuna neden olacağı bir kez daha hatırlatıldı.
YORUMLAR