Ormanlarla ilgili yönetmeliklerin eski ve yeni hali karşılaştırıldığında, ormanların karşı karşıya kaldığı tehlike ortaya çıkıyor.
20 Nisan 2014
Orman Kanunu’nda son 10 yılda 10 değişiklik yapıldı. Her düzenleme ormanları biraz daha yapılaşmaya açtı. Yeni değişikliklerin büyük bölümü de madencilik faaliyetlerin, ormanlık alanda yapılacak diğer faaliyetlerin izinlerin ve kısıtlamaların düzenlendiği 16, 17 ve 18. maddelere ilişkin. En son yapılan değişiklikle orman sahalarında definecilikten petrol aramaya,
eğitim
ve sağlık tesislerinden, yeraltı deposuna kadar her türlü ormancılık dışı faaliyetine izin verilebileceği belirtiliyor. Eski yönetmelikte ‘endemik ve nadir ekosistemler, gen ormanları’nda madencilik faaliyetine kesinlikle izin verilmez denilirken yeni yönetmelikte izin verilebileceği anlatılıyor. Buna benzer
Türkiye
’deki 21 milyon hektarlık orman varlığını tehlikeliye düşüren pek çok değişiklik yapıldı. Orman ve Su İşleri Bakanlığı ise bir açıklama yaparak değişikliklerin ormanlık alanlara zarar verilmesinin söz konusu olmadığını
iddia
etti.
Orman Kanunu’nun izinlerin uygulanmasına ilişkin 2 yeni yönetmelik 18 Nisan perşembe günkü Resmi
Gazete
’de yayımlandı. Madencilik faaliyetlerini düzenleyen 16. madde, ormancılık dışı diğer faaliyetlerin izinlerini düzenleyen 17. - 18. maddelerle ilgili yönetmelik ayrı ayrı yürürlüğe girdi. Madencilik faaliyetleri ile ilgili yönetmelik en son 2010’da, diğeri ise 2011’de düzenlenmişti. Onlarca sayfalık yönetmeliklerde ‘tehlikeli’ değişiklikler var. Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği’nden iki orman mühendisi Ahmet Demirtaş ile Salih Usta Radikal için iki yönetmeliğin de eski halleri ile yeni hallerini karşılaştırdı. Aradaki farkları tek tek sıraladı. Değişikliklerin ne anlama geldiği ile ilgili yorumlarını da ekledi. İki uzman, son yıllarda ormanlar aleyhine yapılan değişikliklerin orman alanlarının daralmasına, ormanların niteliğinin değişmesine, bozulmasına ve yok olmasına neden olacağını anlattı.
Durum şöyle:
KİM İRDELEYECEK? Eski yönetmelikte başvurulardaki ‘kamu yararı ve zarureti’ konusu Orman Bölge Müdürlüğü’ne bağlı komisyonca değerlendiriliyordu. Kamu yararı ve zarureti bulunmayan başvurulara alternatif yer bulunuyordu. Yeni yönetmeliğe göre kamu yararı ve zarureti açısından yalnız ‘irdelenir’ gibi muğlak bir ifade kullanılıyor. (Kimin irdeleyeceği, nasıl yapılacağı belli değil.)
BEDEL SÜRESİ 3 AY: Eski yönetmelikte bir yatırımcı ormanlık alanda yapacağı çalışmayla ilgili bedeli bir ay içinde yatırmak zorundaydı. Yeni yönetmelikle bu süre 3 aya çıkarıldı. Yap-işlet-devret modeliyle yapılan yapılar da ise herhangi bir ücret alınmayacağı belirtiliyor. (Yani 3. köprü gibi yatırımlar için ücret alınmayarak sermaye için olanaklar arttırılıyor.)
HAFRİYAT MADDESİ: Yeni yönetmelikte demiryolu, otoyol, devlet ve il yollarıyla su isale hatlarından çıkan kazı fazlası malzemeler Orman Genel Müdürlüğü’nün izniyle ormanlık alana depolanabilecek.
Bu depolama karşılığındaysa yalnızca ağaçlandırma alınacak.
(Bir taraftan binlerce hektar ormanlık alan yok edilecek, çıkan hafriyatla yine ormanlar tahrip edilecek. Ve bunun için sadece ağaçlandırma bedeli alınacak. Hafriyat bedeli de alınmayacak)
TEMİNAT YANMAYACAK: Eskiden izin verilen yerden bir yatırımcı vazgeçerse yatırdığı teminat devlete gelir olarak kalıyordu. Yeni uygulamaya göre, yatırımcıya parası geri verilecek. (Teminat yanmayacak, yine yatırımcının önü açılıyor.)
ORMANI YOK ET, BIRAK: Eski yönetmeliğe göre, bir yatırım planı mahkeme tarafından iptal edilirse (HES’lerde olduğu gibi) izin alan kişi mahkemeden önce alanda işlem yapmışsa, ormanı yok etmişse ormanda bozulan durumlar komisyonca belirlenip, eski haline getirilmesi sağlanıyordu. Gerekirse bedeli talep ediliyordu. Ancak yeni yönetmeliğe göre, mahkemenin bir yatırımı iptal etmesi durumunda firmanın ormanda bozmuş
olduğu yerlerle ilgili ne yapılacağına ilişkin bir öngörü yok. (Ormanda yaptığı tahribat yanına kâr kalmış olacak. Yaptırımı yok.)
KONTROL GÖREVİ ÖZELE: Eski yönetmeliğe göre, ormandan verilen izin alanları ile ilgili Orman Bölge Müdürlüğü’nün her yıl izin verdikleri yerleri gidip, inceleyip, rapor hazırlaması gerekiyordu. Yeni yönetmelikte Orman Bölge Müdürlüğü buraları kontrol edemezse serbest ormancılık bürolarına yaptırabileceği belirtiliyor. (Devletin kontrol görevi özele devrediliyor. Sermayenin yaptığı bir olumsuzluğu, başka birinin denetlemesi söz konusu olamaz. Bu anayasal olarak kamunun görevidir.)
DEVİR MÜMKÜN: 2003’ten önce devlet idarelerinin ormandan aldıkları eğitim, araştırma ve dinlenme tesisleri için ormanlık alandan tahsisler vardı. Eski yönetmeliğe göre, bu tahsisler 3. kişiyle devredilemiyordu. Yeni yönetmeliğe göreyse devir mümkün. (Bu hem Orman Kanunu’na ve hem de anayasaya aykırı. Çok fazla tahsis var, bunları kim takip edecek? İzlemek kolay değil)
MADENCİLİK ve DEFİNE İZNİ: Eski yönetmelikte ‘endemik ve korunması gereken nadir ekosistem alanları, muhafaza ormanları, gen koruma alanları, tohum meşcereleri, orman içi dinlenme yerlerinde ’ ‘madencilik faaliyetlerine’ kesinlikle izin
yoktu. Yeni yönetmelikte bu alanların izne konu olabileceği belirtiliyor. Orman Kanunu’nda yeri olmamasına rağmen, bir önceki yönetmeliğe konularak dava konusu haline gelen orman alanında ‘define arama faaliyeti de yeni yönetmelikte yerini aldı.
* Eski yönetmeliğe göre, ormanlık bir alanda yapılmak istenen faaliyet başvurusuna Orman Bölge Müdürlüğü’nün cevap için süre kısıtlaması yoktu. Artık 10 gün içinde cevap vermek zorunda.
* Yeni yönetmelikle Orman Bölge Müdürlüğü’nün komisyonları yerine ‘Değerlendirme komisyonu’ getiriliyor. Eski yönetmelikte bu yoktu. Bu komisyon bakanlık müsteşarı ya da yardımcısı başkanlığında, orman genel müdürü, orman genel müdür yardımcısı ile izin ve irtifak dairesi başkanından oluşuyor. (Eskiden bölge komisyonları karar veriyordu. Şimdi izinler merkezileşti. Bakanlığın idaresi dışına çıkılamayacak.)
* Yeni yönetmelikle yeni kavramlar da mevzuata girmiş oldu. ‘Kamu - özel işbirliği modeli’ ile sağlık ve eğitim tesislerinin yapılmasını öngörüyor. Bu tesislerin yapılmasında da yükleniciye ormanda ‘üst hak’ verilmesini öngörüyor. (Üst hak kavramı yeni bir kavramdır. Hastane ve okul demiyor, hastane ve okuldan çok daha fazlası da olabilir.)
* Eğitim ve sağlık tesisleri için ‘öncelikle bozuk ormanlar, bozuk orman yoksa her türlü orman’ da izin verilebileceği belirtiliyor. (Hiç bir sınırlama yok. En yaşamsal işlevleri olan orman parçasında da olabilir.)
* Tahsis edilen ormanın 2 katı kadar ağaçlandırma yapılabilir deniliyor. (Dünyanını 100 sıcak orman alanından 9’u Türkiye’de. Karabük Yenice Ormanı’ndan veya bir gen ormanından verilecek 10 hektar alan için 20 hektara fidan dikmek aynı şey mi?
Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Orman Kanunu ile ilgili yeni yürürlüğe giren yönetmeliklere dair bir açıklama yaptı. Yeni düzenleme ile ‘verilen izinler dışında yeni bir düzenleme getirilmediği’ belirtilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Bu yönetmelikle madencilik faaliyetleri sonucu doğal yapısı bozulmuş alanların orman olarak tabiata yeniden kazandırılması için mevcut düzenlemeler geliştirilerek izin sahiplerine ilave yükümlülükler getirilmiş ve tabiata yeniden kazandırılma işleminin kontrol ve takibi ile ilgili düzenlemeler yapılmış, görev ve sorumluluklar netleştirilmiştir. İzin verilen tesisler sebebiyle alınacak bedellerin hesaplamasında ekolojik denge katsayısı getirilerek orman alanındaki ağaçların yoğunluk durumuna göre bedellerin artması esası benimsenmiştir. Orman sınırları dışında kanun gereği izin verilen balık üretim tesisi, odun kömürü ocakları ile hızar ve şerit tesisi izinleri sadeleştirilmiştir. İzne konu sahalarının yer teslimi, takip ve kontrolü ile ilgili sıkı hükümler getirilmiştir. Bu düzenleme ile ormanlık alanlara bir zarar verilmesi kesinlikle söz konusu değildir. Gerekli kontrollerin daha sıkı ve etkin bir şekilde yapılması ile izne konu sahaların rehabilitasyon çalışmaları sonucu ormanlık alana dönüştürülmesi sağlanmış olacaktır.”
YORUMLAR