Serkan Ocak

Loading

Travel Blog

Dinleme isyanı: 'Devletin çivisi çıkmış'

25 Şubat 2014

Selam örgütü soruşturması kapsamında telefonlarının dinlendiği öne sürülen gazeteci, sanatçı ve milletvekilleri tepkili. Telefonu dinlenen 7 bin kişilik listede ismi bulunduğu öne sürülen Hürriyet gazetesi Köşe yazarı Ertuğurul Özkök tepkisini “Devletin çivisi çıkmış” diye dile getirirken, eski Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya ise “10 yıldır ‘dinlenme’ korkusuyla yaşıyordum” dedi. Sanatçı Metin Şentürk de dinlemeleri “Beni şarkı söylemek için dinlemişlerdir” esprisiyle eleştirdi.

Hürriyet gazetesi köşe yazarı Ertuğrul Özkök: “25 yıldan bu yana devletin tüm kurumları dinledi beni. Şaşırtıcı bir tarafı yok bunun. Ben artık hiçbir şeye şaşırmıyorum. Beni dinleyenlere şunu söylüyorum ‘Dinleyeni de, dinleteni de dinliyorlar. Bir gün herkes kendini o listelerde görecek.’ MİT’e mahkeme kararı bile olmadan dinleme yetkisi veren insanların, başkaları niye dinlemiyor diye sormanın bir manası yok. Merak ettiğim konu şu: Beni hangi gerekçeyle dinlemişler? Daha önce Hahambaşı’nın (Tuncay Güney) hazırladığı Ergenekon çetesinde ben Ergenekon’un Fetthullah Gülen’in sağ kolu Hüseyin Gülerce ile aynı çetedeydim, şimdi de Mustafa Karaalioğlu ile aynı çetedeyim. Onu da dinlemişler, beni de dinlemişler. Her dönem bir örgüte mensup oluyorum. 28 Şubat’ta da dinlediler beni.Bugün devletin çivisi çıkmış. Herkes herkesi dinliyor. 25 yıldan bu yana dinliyorlar. Şerbetliyim artık.”

Radikal Dış Haberler Müdürü Fehim Taştekin:
Önce bu belge üretilmiş bir belge mi değil mi, bundan emin olmalıyız. ‘Paralel devlet’le ilgili bir algı yaratma operasyonu mu değil mi, bu sorunun da yanıt bulması gerekir. Belgenin yansıtılmış biçimi hükümeti haklı çıkarmaya yönelik. Bu belge gerçekse başlı başına bir skandaldır. Hükümet bu skandalı ‘paralel yapı’ diyerek sorumluluktan kurtulamaz. Hükümete yakın isimlerin de listede olması bu gerçeği değiştirmiyor. Her halükârda muhatabımız devlettir. Uydurulmuş bir örgüt adına dinleme yapılması suçtur. Bunun hesabını soracağımız merci de devletin ilgili kurumları ve hükümettir. Dinlenilmek son derece rahatsız edici. Asla bir araya gelemeyecek binlerce insan, bilmediğimiz nedenlerle bir araya getirilmiş. Neden ve nasıl dinlenildiğimizi öğrenmek hakkımız.

Akşam Gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya: “Bu dinlemeler bize büyük bir rejim krizi yaşadığımızı gösteriyor. Dinlemelerin tarihlerine baktığımızda AK Parti iktidarını oluşturan büyük koalisyonun çatladığı döneme denk geliyor. Bu dinlemelerin hukuki olmadığından eminim. Kâğıdına uydurdularsa bile dehşet verici. Gerçekten üzgünüm. Ama hiç de şaşırmadım. 10 yıldır telefonlarımın dinlendiği kuşkusuyla yaşıyorum. Sadece ben değil bütün gazeteciler böyle yaşıyor.”

Sanatçı Metin Şentürk: Neden bizi dinlediler bunu bilemiyorum. Ancak muhtemelen şarkı dinlemek için dinlemişlerdir. Böyle güzel bir ülkede çirkin günlere uyanmak güzel değil. İnsanın kendi vatanında kendi hayatıyla ilgili bu kadar tacize uğraması hoş değil. Sadece gülüyorum. Baktım paralel devlet dinliyor eve paralel bir hat çekeyim de rahat dinlesinler. Doğru mu değil mi, işin o boyutunu da bilmiyoruz. Mahkeme kararıyla dinlendiğine inanmıyorum.”

MHP Hatay Milletvekili Şefik Çirkin: Önce bunun doğru olup olmadığı noktasında beklemek lazım. Cemaat bu kadar adam dinlerken, hükümet tatilde miydi? Bunu ifşa etmek şimdi mi akıllarına geldi? Bunun yanı sıra Türkiye’de binlerce insanın dinlendiği, bir ortamda demokrasinin ne kadar geçerli olduğu da tartışılır.


Ahmet İnsel: Devlet bana dinlendiğimi söyleyemiyor

Dinlenenler listesinde ismi bulunduğu öne sürülen Radikal Yazarı Ahmet İnsel telefonlarının dinlenmesi ve kendisinin neden dinlendiğini araştırırken TİB, Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurumu ile mahkeme duvarına çarpmış.
İnsel yaşadıklarını şöyle anlattı: “Dün sabah Yeni Şafak gazetesinde aralarında benim ismimin de yer aldığı uzun bir telefonları dinlenenler listesi yayımlandı. Gerçi birinci sayfada ismim vardı ama yayımlanan listede yoktu. Daha sonra beni arayan bazı gazeteciler bir değil birçok ayrı dinleme listesi olduğunu, benim adımın Gezi olaylarıyla ilgili başka bir listede geçtiğini iddia ettiler. İşin ilginç yanı, bundan iki yıl önce ev ve cep telefonlarımın dinlendiği konusunda güçlü karinelere sahip oldum. Bu konuda bir yurttaş girişimi örneği oluşturmak için avukatım Haluk İnanıcı aracılığıyla 11 Mayıs 2012’de TİB’e başvuru yaptım. Başvuruda adıma kayıtlı telefonların dinlenip dinlenmediği, dinleniyor ise dinleme kararını hangi kurumun verdiği ve dinleme kayıtlarına ilişkin bilgi talep etmiştik. Bilgi Edinme Kanunu 19 ve 20. maddelerine göre yapılan talebimi, TİB, 5 Haziran 2012’de reddetti. Bunun üzerine aynı gün avukatlarım Bilgi Edinme Değerlendirme Kurul Başkanlığı’na itiraz eti. BEDK Başkanlığı da itirazı reddetti. Avukatlarım Ankara 8. İdare Mahkemesi’ne BEDK kararının iptali talepli dava açtı. Bu mahkeme de 24.10.2013 tarihli gerekçeli kararında BEDK kararının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle iptal talebimizi reddetti. Karar 13 Ocak 2014’te avukatlarıma tebliğ edilmiş. 7 Şubat 2014’te idare mahkemesinin ret kararını temyiz ettik. Bakalım şimdi Danıştay ne karar verecek. Bir yanda hükümete yakın basında upuzun telefon dinleme listeleri yayımlanıyor. Diğer yanda mahkemeler dinlemenin sona erip ermediğini dikkate almadan, bu konuda herhangi bir araştırma yapmadan genel bir yorumla temel bir hakkın korunmasına yönelik talebi reddediyor. TİB yetki gaspında bulunuyor, mahkemeler bunu onaylıyor. Bilgi verme hakkının istisnaları kanunda sayılmışken, bu istisnaların varlığının oluşup oluşmadığını bile mahkeme incelemeden genel bir karar veriyor. Ama birkaç ay sonra olur da Danıştay itirazımızı onaylarsa, TİB’den “Bu kişi adına kayıtlı telefonlarda dinleme yapılmamıştır” bilgisi gelirse de hiç şaşırmayacağım. Şimdi yayımlanan listede adımın yer almasına şaşırmadığımı söylemek isterim.” 



‘Başsavcı da dinlenmiş’

CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, hakkında dinleme talep eden emniyet görevlileri, savcılar, hâkimler ve TİB görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Bir süre İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu ile görüşen Özgündüz, başsavcının kendisine, “107 klasörlük bir soruşturma dosyası var. Bu dosya kapsamında beni de dinlemişler” dediğini söyledi. Özgündüz dinlemesiyle ilgili olarak ise şunları söyledi: “ AKP hükümeti döneminde ülkemizin geldiği durum açısından bir rezalet. Hükümete yakın yayın organları AKP’yi mağdur göstermeye çalışıyor. Durum gerçekte böyle değil. Bu AKP döneminde yapılmış dinlemelerdir, hükümetin siyasi sorumluluğu vardır. AKP hükümetinin kamuoyundan özür dilemesi gerekiyor.”

  • Paylaş:
alternative title

YORUMLAR