İstanbul'da kör kurşun kurbanı olan 13 yaşındaki Emine sabah okula gidiyor, çıkınca tekstilde çalışıyordu. Vurulduğunda kan akmadı, bayıldı sandılar.
10 Ekim 2013
Beyoğlu’nda iki semt, Hacı Hüsrev ve Hacı Ahmet. İki mahallenin birleştiği noktada içinde onlarca işyeri barındıran beş katlı üç bina bulunuyor. İşçiler yoğun bir tempoda çalışıyor. Kimi pantolon dikiyor, kimi son ütücü. Bu atölyelerden birinde çalışıyordu 13 yaşındaki Emine Demirel. Sabahları okuluna gidiyor, öğleden sonra da pantolon dikiyordu. Geçen hafta kendisine verilen işi bitirmeye çalışırken aniden Hacı Hüsrev tarafından gelen bir kurşun vücuduna saplandı. Kan akmadığı için kimse vurulduğunu anlamadı. Hastanede doktor fark etti Emine’nin kalbine saplanan kurşunu. Ama artık çok geçti. O kurşun ise 25 yaşındaki bir
genç
kadının silahından çıktı.
Önce baba kazada öldü
Beş çocuklu Demirel ailesi, Mardin Kızıltepe’den
İstanbul
’a işsizlik nedeniyle göçmüştü. Kaynak işi yapan baba Yusuf Demirel, bir yıl önce akrabalarıyla birlikte memleketlerine giderken yolda trafik kazasında ölmüştü. Maddi durumları babanın ölümüyle daha da kötüleşen ailenin yükü 25 yaşındaki ablanın üzerine kaldı. Tekstil atölyesinden kazandığı
para
ailenin tek geçim kaynağıydı. Ailenin bir oğlu askerdeydi. En küçük iki çocuk 3 ve 6 yaşında.
Geçim sıkıntısı çeken aile çözümü Emine’nin de çalışmasında buldu. Emine, ablasının yanında Hacı Ahmet’teki atölyede işe başladı. Olay günü iki kardeş farklı masalarda onlarca mesai arkadaşlarıyla birlikte, ellerindeki pantolon işini bitirmeye çalışıyordu. Birden işyerindekiler Emine’nin çığlığıyla irkildi. Önce Emine’yi bayıldı zannedip kolonya koklattılar. Çünkü vücudunun hiçbir yerinde kan yoktu. Açık camdan giren mermi ses de çıkarmamıştı. Ablası Emine’yi kucağına alarak hastaneye götürdü. Doktor küçük kızın kurşunla yaralandığını söyledi. Kurşun omzundan girmiş, kalbine ulaşmıştı. Kurtarılamadı. Emine, Mardin Kızıltepe’de, babasının yanına defnedildi.
Emine’nin çalıştığı tekstil atölyesinde kimsenin ağzını bıçak açmıyor. İşçiler, Emine’nin hangi işyerinde çalıştığını dahi söylemek istemedi. Çalıştığı işyerini bulduğumda ise sahibinin cenazeye gittiğini belirttiler. Halen içeride onlarca insanın çalıştığını gördüm. İşyerindeki sorumlu, patronlarının orada olmadığını, Emine’nin o gün ablasını görmek için atölyeye geldiğini savundu.
Ancak mahalle sakinleri ve aile yakınlarının verdiği bilgilere göre, Emine de ablasıyla aynı işyerinde çalışıyordu. Belli ki Emine’nin çalıştığına dair yasal bir kayıt da yoktu.
Emine’nin nasıl öldüğü, günler sonra aydınlığa kavuştu. Silahı, işyerinin yaklaşık 250 metre uzaklığındaki bir evden 25 yaşındaki genç bir kadın ateşlemişti. Polis, ateş edilen evi tespit edip ruhsatsız silaha el koydu. Ön soruşturmanın ardından olayın faili belli oldu. Cansev Y. babasından kalan silahı denemek için 5-6 el ateş ettiğini, olayın kaza sonucu olduğunu belirtti. Yapılan balistik incelemede de Emine’nin vücudundan çıkan merminin annesiyle birlikte yaşayan Cansev Y.’nin ateşlediği silahtan çıktığı anlaşıldı. Cansev Y. ifadesinin ardından tutuklandı.
YORUMLAR