Serkan Ocak

Loading

Travel Blog

Yeni hayalet kasaba Resulayn

Resulayn'da çarşamba gecesinden beri süren çatışmalar sebebiyle her yer ölüm ve barut kokarken, sokakta ÖSO üyeleri dışında fazla insan yok.

11 Kasım 2012

Ceylanpınar’ın karşı yakası, Suriye Haseki’ye bağlı ‘Resulayn’. 20 aydır süren iç savaşın son kurbanı. İlçede kurşun değmemiş bina yok, köşe başlarındaki binalar roketatarlardan dolayı yıkılmış. Suriye ordusunun elindeki tüm binalar yanmış, yıkılmış. Önlerinde binlerce boş kovan, içlerinde ölen askerlerin kanları var. Her yer ‘barut ve ölüm’ kokuyor. Resulayn, Arapça ‘suyun başı’ demek. Kürtçe de ise ‘Serekani’ olarak geçiyor. Yıllar önce cetvelle çizilip ikiye bölünen yerleşim yerlerinden biri Resulayn. Akrabaların bir kısmı Türkiye ’de, diğer kısmı Suriye’de kalmış. İki ilçenin arasını silahlı askerler, jilet gibi kesen teller ­bölse de ilişkiler hiç bir zaman kesilmemiş. Savaş zamanında bile.
Resulayn’da çatışmalar 2.5 gün sürdü. Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), ordunun konuşlandığı 6 binayı etkisiz hale getirdi. Birçok asker ölürken, 50’den fazla asker de muhaliflere teslim oldu. Dün Resulayn’a geçtim. İlçeyi baştan sona dolaştım. İlk vardığımız bina bir Suriye karakoluydu. Tamamen yanmış durumda. Burada ölen olmamış. Saldırı başlayınca askerler geri çekilmiş. Baas rejiminin binasında ise çatışmalar tam 12 saat sürmüş. 7 kişi ölmüş, 40 askerse teslim olmuş. İstihbarat binası içinde de giysiler, fotoğraflar, kitaplar, belgeler her yere dağılmış. Üst katlara çıkıldıkça çatışmanın şiddeti hissediliyor. Barut kokuları hala binada, ölen askerlerin kanları ise yerlerdeydi. Zemin boş kovanlarla dolmuş. Bir köşe de içi kanlı çelik yelek duruyordu. Kaç askerin öldüğünü bilen yok. 25 askerse rehin alınmış. 

Esad olacağına kent yıkılsın 


Sokaklarda ÖSO üyeleri dışında fazla insan yoktu. Bir motosikletliyi durdurup nereye gittiğini sordum. Çatışmaların başladığı anda ilçeyi terk ettiğini anlatan Leys El Muhammed, şunları söyledi: “Köye kaçtık. Güvenli hale geldi dediler, eve bakmak için buraya geldim. Ailem hala köyde. Eve bakıp döneceğim.” Muhammed’e, “Resulayn’ın savaşla harap olduğunu söyleyip ne düşündüğümü sordum.” Yanıt şu oldu: “Varsın yerle bir olsun. Esad olacağına, şehir yıkılsın daha iyi.” Yolda eşyalarıyla hızlıca yürüyen bir aileye rastladım. Kucağında bebeğini taşıyan anne adını vermek istemedi ancak hikayelerini anlatmaktan da çekinmedi: “Şam’da yaşıyorduk. Buraya taşındık. Daha güvenli diye. Burada da çatışmalar başladı. Hemen Türkiye’ye kaçtık. Ancak akrabalarımızın durumu da iyi değildi. Geri döndük. Şimdi evimize gideceğiz. Ne olacak bilmiyoruz.” 

Güvercinle silah talimi 


Muhalifler arasında yoğun bir hareketlilik vardı. Bir grup, 3-4 km. uzaklıktaki ordu kontrol noktasına keşfe gitti. Muhalifler yakında burayı da alacaklarını söyledi. Bazı muhalif gruplar da rejime ait ele geçirdikleri binalarda nöbet tutuyordu. Sokak aralarında ise zaman zaman silah sesleri yükseliyordu. Ordunun silahlarıyla talim yapıyorlardı. Bir asker talim için güvercinleri kullanıyordu. Sınır kapısı çevresinde Türkiye’den muhaliflere gıda-içecek yardımı yapılıyordu. Kapıya yakın yerdeki bir binada ise bazı askerler tutuluyordu. Rehin askerleri görüntülememize izin verilmedi.
Ceylanpınar ise dün sakin bir gün geçirdi. Sınır boyu yine meraklı vatandaşlarların akınına uğramıştı. Özel Harekat polisleri de sınırda güvenlik tedbirleri almıştı. Zırhlı askeri araçlar sınırda devriye attı. Siperlerin içinde uçaksavarlar hazır bekledi. Suriye’den Türkiye’ye kaçak geçişler dün de sürdü. Ancak Resulayn’ın güvenli olduğu söylentileri üzerine çok sayıda Suriyeli geri döndü. Akşam saatlerinde ise Resulayn’dan top sesleri yükselmeye başladı. Ceylanpınarlılar ilk başta tedirgin olsa da, kısa süre de insanlar top seslerine dahi duyarsızlaştı.

Liderlik peşindeki SUK’a muhalif gruplar tepkili
Suriye muhalefetini birleştirme amacıyla Katar’ın başkenti Doha’da yapılan toplantılar kapsamında Suriye Ulusal Konseyi’nin (SUK) 41 kişilik genel kurul ve 11 kişilik yürütme kurulunun belirlemesinin ardından Başkanlığa da eskiden bir Komünist olan Hristiyan George Sabra ve yardımcılığına ise Müslüman Kardeşler üyesi Muhammed Faruk Tayfur seçildi. Yeni yönetimin İslamcı ağırlıklı olması sebebiyle gelen eleştiriler sonucunda Hristiyan Sabra’nın ismi üzerinde uzlaşıldığı yorumları ağır bastı. Ancak muhalifler arasındaki fikir ayrılıkları da tam anlamıyla giderilmiş değil. Nitekim Yerel Koordinasyon Komiteleri, ‘temsil kabiliyeti’ konusunda değişen birşey olmadığı gerekçesiyle SUK’tan çekildi. Sözcü Rima Flayhan, “Konsey’in çalışma şekli reform planlarına karşın değişmedi çünkü yeni yapı da neredeyse tam olarak Müslüman Kardeşler kontrolü altında” dedi. Muhalif liderlerden Haytham Maleh de, SUK’u eleştirip “Herşeyin kontrolünü ele geçirmek istiyorlar. Tek meselemiz Suriye’deki katliamlar olması gerekirken, onların tek derdi liderliğin nasıl şekilleneceği” diye konuştu.
Toplantıda dün de Riyad Seyf’in girişimi ele alınırken, SUK’un ‘karşı teklif’ sunacağı iddia edildi. Suriye Müslüman Kardeşler Genel Başkanı Sadreddin el-Beyanuni “Devrimin maslahatı için hepimiz ayrılıklarımızı bir yana bırakmalıyız. SUK’un bu teklifi onaylamasını temenni ediyoruz” derken, Birkaç ay önce kurulan Suriye Ulusal Birliği’nin Genel Başkanı Numal el-Meşhedani “SUK istemese de bu girişime katılmalı yoksa Suriye halkı onlara da merhamet etmez” ifadeleri kullandı. {DOHA/AP-AA}

  • Paylaş:
alternative title

YORUMLAR