Bir oğlu 1981'de askerde ölen Fatma Yasinoğlu, 1997'de çatışmada ölen PKK'lı oğlunun kemiklerine de bir toplu mezarda 'kavuştu'.
01 Mart 2012
“Ne
zaman
bir toplu mezar haberi duysam heyecanlanıyordum. Oğlumun kemiklerine kavuştuğum için çok mutluyum. Bir oğlumu bir tarafta, bir oğlumu da diğer tarafta kaybettim. Artık bu savaş bitsin...”
Beş erkek evladından ikisini kaybeden yaslı bir anne, Fatma Yasinoğlu’nun feryadı bu sözler.
Oğlu Neşirvan Yasinoğlu,
PKK
’lıydı. 1978 doğumlu Neşirvan’ın, 11 Nisan 1997’de bir çatışmada öldürüldüğü öğrenildi. Ailesi o tarihten sonra bir daha haber alamadı. Ta ki geçen haftaya kadar. Tunceli Çemişgezek’te açılan toplu mezarda gömülü 15 kişiden birinin Neşirvan olduğu ortaya çıktı. DNA incelemelerinden sonra aileye haber verildi. Aile de kemikleri alarak Şırnak Uludere’de törenle defnetti.
Anne Fatma Yasinoğlu, bir evladını da 1981’de kaybetmişti. Necmettin, askerlik görevini yaptığı sırada Edirne’de ölmüştü. Kardeşi Hıdır Yasinoğlu’nun verdiği bilgilere göre, ailesine Necmettin’in ‘izinsiz çıktığı bir ağaçtan düştüğü, buna bağlı olarak da beyin kanaması geçirerek öldüğü’ söylenmişti. Aile buna inanmadıysa da olay bu şekilde kapandı.
Necmettin’le evlat acısı yaşayan anne Yasinoğlu, 15 yıl boyunca da kayıp oğlu Neşirvan’la ilgili bir haber bekledi. Canlı olmasından vazgeçmişti çoktan. Kemikleri de olsa kavuşmak istiyordu. “Bunca yıl kayıptı. Bulunduğuna çok sevindim. Gözlerim hep dışarıdaydı” diyen anne, cenazenin ardından Radikal’e şöyle konuştu:
“Ne zaman televizyonda bir toplu mezar haberi duysam, ne zaman bir açıklama duysam heyecanlanıyordum. Sürekli arayış içindeydim. Oğlumun kemiklerine kavuştuğum için çok mutluyum. Hiç olmazsa mezarında teselli bulacağım. Yeniden doğmuş gibi bir his var içimde. Bunca yıl sonra bir anne olarak oğlumun kemiklerini bulmak bile bana mutluluk veriyor. Bırak canlı görmeyi, kemiklerine kavuşmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bir oğlumu bir tarafta, bir oğlumu da diğer tarafta kaybettim. Artık kan dursun. Bu savaş bitsin istiyorum...”
Neşirvan Yasinoğlu’nun yeğeni avukat Songül Yaman da, dayısının kemiklerinin bulunması için “Üzülsek mi, sevinsek mi bilemiyorum” diyor: “O dönem 20’den fazla insan öldürüldü. Yargısız infaz yapıldı. Tanık bulamadık. Olayın üzeri kapatıldı. Gerekirse
Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracağız.”
YORUMLAR