Savaş uçaklarının bombardımanında ölen 35 genci toprağa veren Uludere'den, "Bu bir katliam ama tek arzum barış olması" dileği yükseldi.

31 Aralık 2011

Uludere halkı, 35 gencinin parçalanmış cesetlerini toprağa verirken, ağıtlara barış dilekleri karışıyordu.
Uludere’de önceki gece sabaha kadar, otopsiler yapıldı. İşlemleri tamamlanan 34 kişi, ilçedeki Yeşilova Camii’nin içinde tabutlara yerleştirildi. Bir kişinin cesedi ise kimlik tespiti yapılamadığından hastane morgunda bırakıldı. Sabah olduğunda ise cenazeler kılınan cenaze namazının ardından cenaze araçları ve ambulanslarla köyleri Ortasu ve Gülyazı’nın yakınlarında bir tepeye toplu olarak defnedilmek üzere götürüldü. Uzun bir araç kuyruğu oluştu. 20 kilometrelik yol ancak 1.5 saatte kat edildi. Araçlar mezarlığa yaklaşık 1 kilometre uzaklıkta durdu. Tabutlar, bu 1 kilometrelik, kardan balçık haline gelen çamurlu yolda omuzlarda taşındı. Sloganlar atıldı. Sloganların dili, çeşidi farklıydı ancak hedefi tekti. Ölen 34 kişi için Ortasu ve Gülyazı köylerinin arasındaki bir tepeliğe toplu olarak mezar yeri açıldı. Mezarlık, bir askeri kışlaya bakıyor. Bu kışlanın arkasında da 35 kişinin kaçak mazot kaçırdığı güzergâh yer alıyor. Cenazelerin defnedildiği sırada analar, babalar, ölenlerin yakınları göz yaşları içindeydi. İki kardeşini kaybeden bir ağabeyin sözleri, son derece çarpıcıydı. Bülent Encü’nün küçük kardeşi Orhan henüz 13, diğer bir kardeşi Zeydan ise 22 yaşındaydı. Ayakta durmaya zorlanan ağabey Bülent Encü, “Fakirlikten yapıyoruz. Köyde yapmayan yok. Bu bir katliam ama ne olursa olsun tek arzum artık ‘barış’ olması” dedi. İki oğlunun fotoğrafını elinden düşürmeyen baba Halil Encü de, devletin bunu bilerek yaptığını öne sürerek isyanını dile getirdi. 

Devlet yoktu...
Cenaze törenlerinde devleti temsilen bir yetkili yoktu. Sadece Şırnak İl Müftüsü Abdullah Kaplan vardı. Barzani’yi temsilen de 4 kişilik bir heyet geldi. BDPli milletvekillerinin çoğu törenlere katıldı. BDP lideri Selahattin Demirtaş, “Bu katliamın nasıl planlandığı anlaşılsın ki, bir daha alçakça planlara kalkışmasınlar. Başbakan halkın acısını paylaşmıyor. Bugün ülke bölünmüştür. 50 bin defa da öldürseniz, bu toprakların adı Kürdistandır” dedi. Demirtaş, olayı BM ve AİHM’ye taşıyacaklarını söyledi. Mardin Milletvekili Ahmet Türk ise ölümleri ‘soykırım’ olarak nitelendirdi.

Karnında iki aylık bebeği
Bir anne adayı ölen kocasının mezarı başında ağıt yakıyor: “8 yıldır tedavi görüyordum. Sonunda istediğimiz oldu. Bebeğim karnımda 2 aylık. Kocamı hiç göndermedim ama bu kez bebeğimiz için gitti. İlk defa gitti. Onlar terörist değillerdi. Onu bizden aldılar, bizi sahipsiz bıraktılar…” Eşi Hüsnü Encü’nün mezarı başına bu sözleri söyleyen Semire Encü dün Uludere’de feryat eden tek kadın değildi. 35 anne ve baba, yüzlerce kardeş, binlerce akraba aynı sözlerle haykırdı: “Onlar bombalanmayı hak edecek ne yaptı?”