22 Ağustos'ta ne değişecek? İnternetin şimdiki halinden memnun olanlar için hiçbir şey. Türkiye'de internette zaten sansür uygulandığını düşünenler için ise çok şey.
06 Mayıs 2011
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, internette sansür tartışmaları nedeniyle dün Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) İnternet Daire Başkanı Osman Nihat Şen ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Sansür tartışmaları önce ‘internette haydar, bebek, baldız’ gibi bazı kelimelerin yasaklandığı haberi, sonra da 22 Ağustos’tan itibaren internete ‘ulusal’ filtre getirileceği haberi üzerine başlamıştı.
Sansür iddialarını reddeden Acarer, sadece isteyen kullanıcılar için daha güvenli paketler hazırladıklarını söyledi. “Standart pakette kalanlar şimdi olduğu gibi aynı haklarla interneti kullanmaya devam edecek” diyen Acarer, bu paketi kullananların BTK veritabanında izleneceği iddialarını da “BTK’nın bu güçte bir veritabanı yok” diyerek rahatlattı. Acarer’in açıklamaları, internette sansür iddialarını dile getirenleri tatmin etmedi.
‘Mevcut yapı dedikleri de zaten sansürlü’
Bilişim teknolojileri uzmanı ve Radikal yazarı M. Serdar Kuzuloğlu: Zaten on binlerce site engelli. Yeni düzenleme ile engelli yapıyı, herkesin mecburen tabi olacağı bir ulusal filtre haline dönüştürüyorlar. Mevcut yapı sansürlü. Kimine göre sansürlenen site sayısı 60 bin, kimine göre 12 binden fazla. DNS ve proxy’lerle engeller aşılabiliyordu. Ancak artık bunlar da yapılamayacak. Yeni düzenlemeyle bu filtreleri aşma çalışmalarının da servis sağlayıcıları tarafından ekstra olarak engellenmesi isteniyor. Tasarının 11. maddesi bunu öngörüyor. Uzun vadede de servis sağlayıcılara “Filtrenin aşılmasından sen de sorumlusun” diye bir görev veriyor. 12. maddede ise “Abonenin internete erişimi, zamanı kurum tarafından düzenlenebilir” diyor. ‘Çarpıtılıyor’ denilerek ‘topu çeviriyorlar’.
Avrupa
’da bu tarz yöntemler uygulanmıyor. İngiltere’de sadece çocuk pornosu sitelerinin yasaklı ve Almanya’da da Nazi taraftarı içerik bulundurulmaması zorunluluğu var. (
Türkiye
’deki sistemi örnek alacağı söylenen) Avustralya ise son yıllarda demokratik ülkeler arasında interneti en çok sansürleme derdine düşen ülke.
İnternet kafeterya mı aile salonu olsun?
İstanbul
Barosu Bilişim Hukuku Merkezi üyesi avukat Burcu Erdoğan: “Değişik kullanıcılardan gelen talepler nedeniyle güvenli internet profili teşkil etme ihtiyacı ortaya çıkmıştır” denmekte. Öncelikle bu ‘değişik kullanıcılardan gelen talep’ nedir? Bunun açıklanması lazım. Halihazırda aileler için geliştirilmiş filtre programları mevcut. Yasada belirtilen ‘katalog suçlar’ için de mahkeme kararı ile erişim engelleme zaten yapılıyor. 22 Ağustos’ta yürürlüğe girecek uygulamada değişik filtreleme seçenekleri olacak, ancak bu filtremeye esas kriterler nedir? Kim bu ayrımı yapacak? Sansür olarak nitelendirilmesinin en büyük sebeplerinden biri de bu hususlara açıklık getirilmemiş olması. Aile Profili neler içerir, belli değil. İnternet bir kafeterya değil ki ‘Aile Salonu’ olsun.
İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Merkezi avukatlarından ve Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mete Tevetoğlu: Hukuka uygun bulmuyorum. Yasa, hosting ve yer sağlayıcı firmalara, ‘hukuka aykırı siteleri kontrol etme’ gibi bir yükümlülük vermiyor. Yapılan filtreleme işlemlerinde de yoruma ve takdire açık noktalar var. Tam bir karanlık durum söz konusu, ne amaçla yapıldığı şüphe yaratıyor. Sonuçlarının nereye gideceği konusunda hassas davranmıyorlar. Bu uygulama sansürcü olarak bilinen Çin ve İran’la birebir aynı. İstanbul Barosu olarak hukuki girişimde bulunacağız.
İnternetin idam fermanı
CHP
Genel Başkan Yardımcısı Emrehan Halıcı: BTK’nın 22 Ağustos’ta yürürlüğe girecek kararı, Türkiye’de internetin idam fermanıdır. Kararla internet yasaklarının kapsamı genişleyecek ve açık bir sansür ortamı doğacak. BTK’nın açıklamaları yanıltıcıdır.
YORUMLAR