Üç Türk mühendisin önderliğinde üretilen 'H2 Ekokaravan' bir düğmesiyle güneş, bir düğmesiyle rüzgar enerjisi elde ediyor, dere suyunu içme suyuna çeviriyor. BM projesi olan araçta TV, buzdolabı, bilgisayar gibi tüm 'ev eşyaları' temiz enerjiyle çalışıyor
04 Ekim 2010
İSTANBUL
- Bir düğmesiyle güneş panelleri açılıyor, diğeriyle bir rüzgar türbini enerji üretmek için gökyüzüne yükseliyor. İki temiz enerji kaynağı, hem aküyü hem de hidrojen yakıt pillerini dolduruyor. 10 saat şarj olsun, beş gün doya doya yaşa. Ne elektrik, ne doğalgaz, ne de su faturası var. ‘Hava bedava, su bedava...’
Birleşmiş Milletler Uluslararası Hidrojen Enerjisi Teknolojileri Merkezi’nin (UNIDO -ICHET) projesi olan ‘H2 Ekokaravan’ bir evin ihtiyacı olan tüm enerjiyi yenilenebilir kaynaklarla sağlıyor. Karavanın içinde iki LCD ekran televizyon, bilgisayarlar, ses sistemi, aydınlatma, buzdolabı, klima, gaz ocağı, saç kurutma makinesi, su ısıtıcısı gibi birçok alet bulunuyor. Bu aletler için gerekli enerjinin tamamı karavandaki güneş paneli ile rüzgâr türbininden karşılanıyor.
Türkiye
’yi dolaşacak
H2 Ekokaravan, mobil bir evi andırıyor. Projenin yaratıcıları, sabit bir mekân yerine neden karavan seçtiklerini şöyle açıklıyor: “Türkiye’yi dolaşarak alternatif enerji kaynağının nasıl kullanıldığını insanlara anlatmak.”
11 Ekim’de turuna başlayan H2 Ekokaravan, 11 ili dolaşacak. Böyle bir araç sayesinde yıllık 3 ton karbon salımı engellenebilecek. Ekokaravan 3.8 kilovata kadar enerji üretebiliyor.
Proje, UNIDO -ICHET ile Oto Doğalgaz İstasyonları Derneği tarafından ortaklaşa gerçekleştirildi. Üç mühendisin önderliğinde yapılan H2 Ekokaravan projesinde 40 kişilik bir ekip çalıştı. Dört ayda tamamlanan projenin baş mühendisi
İTÜ
Elektrik Mühendisliği mezunu Mehmed Eroğlu ile makine mühendisleri Gönenç Usta ve Barış Açıkgöz.
H2 Ekokaravan aracının yakıtı yenilenebilir değil. Fosil yakıt yani dizelle çalışıyor. Ancak istenildiğinde hidrojen enerjisiyle çalışan bir araç da tasarlayabileceklerini anlatan Gönenç Usta, gerekli olan şarj istasyonlarının Türkiye’de yaygın olmadığını söyledi:
“Amacımız insanları bilinçlendirmek. Bu aracın aynısını yapsınlar istemiyoruz. Evlerinin çatısına güneş panelleri, küçük çaplı rüzgâr türbinleri kurabilirler. Türkiye’nin enerji açığı var. Dışa bağımlıyız. Küresel ısınma sorunu var. Ekokaravan’da kullanılan tüm enerjiler temiz enerji. Kendi içme suyunu üretiyor, hidrojen gazını ocakta kullanıyor. Tüm ihtiyaçlarını kendi karşılıyor. Sisteme tek girişimiz musluk suyu. Dere kenarına yanaşırsan o da karşılanır.”
Enerjiyi depoluyor
Usta, araçtaki sistemi kısaca şöyle özetledi: “Güneş ve rüzgârdan aldığı enerjiyi sistemde kullanıyor. Artanını akülerde depoluyor. Aküler dolarsa hidrojen olarak depoluyor. Hidrojen gaz olarak ocakta kullanılıyor. Yakıt pili de elektriğe dönüşüyor.”
Gönenç Usta, aracın tanıtımı için 11 Ekim’de Türkiye turuna çıkıp iki ay boyunca Ekokaravan’da yaşayacak.
Dünyada bir ilk
Elektrik mühendisi Eroğlu da rüzgarın ve güneşin uygun olması durumunda aracın 10 saatlik bir dolum yaparak beş günlük enerji ihtiyacını karşıladığını anlattı. Aracın istenseydi hibrit olarak da (elektrikle çalışan) yapılabileceğini belirten Eroğlu, “Ama bunun için maliyet 500 bin dolarlara çıkardı. Ayrıca aracı da tasarlamamız gerekirdi. Ekokaravan’da bir arıza olmadığı sürece kesinti olmaz. Yolda giderken bile enerji depolanabiliyor. Dünyada da böyle bir sistemin örneği yok” dedi.
Barış Açıkgöz’e göre de Ekokaravan özellikle afet bölgelerinde kullanılabilir:
“Afette önce elektrik kesilir, iletişim kopar. Bu sistem kendi elektriğini ürettiği için şehir şebekesine ihtiyacı yok. Ve kesintiye uğramayacak. Etrafına da ufak çaplı bir enerji sağlayabiliyor. Türk insanı elle dokunmadığına pek inanmıyor. İnsanlar dokunsun diye gezeceğiz.”
Açıkgöz, toplam 125 bin dolara mal olana araç hakkında şu bilgileri verdi:
“Araç bedeli 44 bin lira, 30 bin lira da karavanın maliyeti oldu. Sadece güneş panelleri 20 -25 bin dolar tuttu. Türbini ise 8 bin dolara mal ettik. Bu tamamen portatif olduğu için maliyetler böyle. Ama büyük alanlar için kullanılırsa maliyetler çok daha düşer.”
YORUMLAR