*Zonguldak'ta 30 işçinin yerin 540 metre altında kaldığı kazayla ilgili uzman açıklamaları 'kader' demiyor: Ölen işçiler sendikasız ve düşük ücretli...</br> *Patlamadan önce grizu tespit edilmiş. Ocakta gaz izleme sistemi var ama erken uyarı sistemi olmadığı için işlevsiz. Ocak yeterince denetlenmemiş
22 Mayıs 2010
‘Ayakta kalmalıydı’
SERKAN OCAK
ZONGULDAK - Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Maden Ocağı’ndaki patlamadan sonra akıllarda pek çok soru işareti kaldı. Bu kazalar önlenemez miydi? Dünyada kazalar azalırken Türkiye’de neden artıyor?
Bu soruları, Gelik Maden Ocağı’ndan yapılan kurtarma çalışmalarını takip eden Karaelmas Üniversitesi Maden Fakültesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Tuğrul Ünlü’ye sorduk. Ünlü’ye göre, madencilikte temel sorunlardan biri denetim:
* Maden konusunda Türkiye’de bağımsız bir kurum lazım. Almanya’daki maden polisi benzeri uygulama mutlaka hayata geçirilmeli. Maden polisi bağımsız bir şekilde devletin ocaklarını denetler, önlem yoksa yüklü ceza yazar.
* TTK 1980’lerden sonra çok yıpratıldı, öksüz bırakıldı. Biz de üniversite olarak özelleştirilmeden yanaydık. Çoğu devlet kurumunun özerkleşmesi lazım. Ama politik manadaki özerkleşmeden bahsetmiyorum. Ayaklar baş, başlar ayak olmaya başladı. İyi mühendislerin çoğu emekli olup, özel sektöre geçti.
* Risk her zaman var ama her an tetikte olmak lazım. Bugünkü tekniklerle o riski en az seviyeye indirmek mümkün. Karadon’da madeni yapısı itibarıyla fazla gaz doluşu nedeniyle bu olay gelişti. Patlamadan sonra o tahkimatın ayakta kalması lazım. Orada göçük olmasaydı belki işçilere çok daha rahat ulaşılabilirdi. Patlamadan sonraki oluşumlar, o yolun kapanması, oraya hava gitmesini engelledi. Yurtdışında yeraltına bir şey geçirmeniz çok zordur. Türkiye’de ise bunalıma giren bir işçi bile çok rahatlıkla yer altına çakmak, kibrit sokabilir. Şu anda yeraltında kaç kişi olduğu hakkında eski ‘pul sistemi’ bile çok daha başarılıydı.
* Taşeronlaşma konusunda yatırım yapan özel sektörle kaptı kaçtıcıları ayırmak gerekir. Dursunbey’deki kazaya çok üzüldüm. Çünkü sahibinin nasıl yatırım yaptığını gördüm. Mustafakemalpaşa’daki vaka tamamen cinayettir. Zonguldak’taki son olayda Yapıtek’in kuyu dibi galerileri sürürüyordu. Betonloma yapıyordu. Ben 1994 yılında gittim o galeriye. Oraya daha önceden su basmıştı.”
* Her yerde böyle kazalar oluyor ama kaçınılmaz diye bir şey yoktur. İngiltere’deki bir kazada iki işçi ölüyor, bütün ülke ayağa kalkıyor. Biz de tek tek ölümler, toplu ölümlerden daha fazladır. Göçük kazalarının hiçbiri kaçınılmaz değil.
***
‘Bilimi dışlayan mantık’
ZONGULDAK - Kaza gününden itibaren çalışmaları yerinde izleyen TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Torun, basın toplantısı yaparak faciayı değerlendirirken “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘mesleğin kaderinde bu var’ anlayışı, bilim ve teknolojiyi dışlayan mantığın açık bir yansımasıdır. Bilimsel veriler, iş kazalarının yüzde 98’inin önlenebilir olduğunu göstermektedir” dedi. Torun kazayla ilgili tespitleri madde madde belirlediklerini belirterek şöyle konuştu:
“Galerinin açılması, yüklenici firma tarafından yürütülmektedir. Patlama sonucu oluşan yüksek sıcaklık, karbonmonoksit gazı ve darbe etkisi, ölümlere neden olmuştur. Patlamadan önce grizunun yükseldiği tespit edilmiştir. Ocaktaki işçiler sendikasız ve düşük ücretle çalıştırılmaktadır. Gaz izleme sistemi bulunmasına rağmen, bu sistemin erken uyarı sistemiyle desteklenmediği sürece işlevsel olamayacağı anlaşılmıştır. Kurum ve ilgili bakanlıklar tarafından yapılması gereken denetimlerin yeterli olmadığı gözlemlenmiştir.”
Madencilik sektörünün, doğası gereği bilgi, deneyim, uzmanlık, sürekli denetim gerektiren dünyanın en zor ve riskli iş kolu olduğunu vurgulayan Torun, kazaların belirgin şekilde arttığını söyledi:
“Ülkemiz iş kazalarında dünyada üçüncü, Avrupa’da ise birinci sırada. 2008’de 43 madenci iş kazası sonucu yaşamını yitirirken, 2009’da bu sayı 92’ye çıkmıştır. Bu yıl da son kazayla 66 işçi ölmüştür. 1980’li yılların başından itibaren özelleştirme, taşeronlaşma gibi yanlış uygulamalar, kamu madenciliğini küçülttü. Kaza sonrası Başbakan’ın ‘mesleğin kaderinde bu var’ anlayışı, bilim ve teknolojiyi dışlayan mantığın açık bir yansımasıdır. Bilimsel veriler, iş kazalarının yüzde 98’inin önlenebilir kazalar olduğunu göstermektedir. Kazaların kader olmadığı, mühendislik bilim ve teknolojisinin uygulamasıyla engellenebileceği bilimsel gerçek. İşsizlik ortamında insanların çaresizliğini kullanmak yerine, güvenli iş sağlayacak politikalar hayata geçirilmeli.”
Taşeronlaşmanın faturası
Maden Mühendisleri Odası’nın daha önce açıkladığı verilere göre de 2004’te yeraltının özel şirket ve taşeronlara açılmasıyla kazalar tüm Türkiye’ye yayıldı. 2004’te iki, 2005’te bir, 2006 ve 2007’de üçer ölümlü kaza olurken, 2008’de 22 ayrı ilde 38 ölümlü kaza yaşandı, 43 işçi öldü. 2009 yılında 24 ildeki 63 kazada 92 işçi kaybedildi. 2010’da ise beş ayda son faciayla birlikte 15 ilde 43 kazada 66 işçi öldü. (aa, Radikal)
***
Canlarını bir bir uğurladılar...
İki günde 25 cenaze: Volkan ve Tarık kardeşler, ‘vardiyalarınızı ayıralım’ önerisine karşın sırt sırta öldü... İlker Bebek, bir yıl önce meslek hastalığından ölen madenci babasıyla aynı gün uğurlandı
24 yaşındaki Sadık Kocakaya iki yıllık maden işçisiydi, 11 aylık evliydi. 540 metreye inerken aklında binbir hayal vardı, ama bir daha gökyüzünü göremedi. Kocakaya dün Karadon’da uğurlanırken, yakınlarının vedası çok zor oldu...
FOTOÐRAFLAR: EVRİM AYDIN / AA
ZONGULDAK - Zonguldak, Karabük ve Bartın, grizu patlamasında ölen 28 madencisinden 25’ini iki gündür yapılan cenaze törenleriyle tek tek bağırlarına aldı. Üç işçinin cenazesi kimlik tespiti yapılamadığı için ailelerine verilemedi. Bu işçilere DNA testi yapılması planlanıyor. Madendeki iki işçiye ise henüz ulaşılamadı.
Çaycuma ilçesine bağlı Çayköy’de oturan Candemir ailesi, iki oğulları Tarık ve Volkan’ın birlikte ölümüyle yıkıldı. Evli olan 31 yaşındaki Tarık ve kardeşi 28 yaşındaki Volkan, madenciliğe birlikte başlamıştı. Aynı şirkete girdiler. Aynı gün işe başladılar. Aynı vardiyada öldüler... İşletmede başlarındaki mühendisin faciadan bir gün önce “Sizin vardiyalarınızı ayıralım. Allah korusun bir kaza durumunda aynı vardiyada olmanız risk” önerisine “Olsun biz sırt sırta çalışırız” dediler. Birbirlerini koruyacaklardı, olmadı. Eksi 540 metredeki ölüm galerisinde, sırt sırta ölen iki kardeşin ardından evlerine de ateş düştü...
Madenci babayla tam bir yıl ara...
32 yaşındaki Yunus Ekmekçi, 40 yaşındaki Şahin Tavukçu ve 35 yaşındaki Adem Çengel için dün memleketleri Karabük’ün Yenice ilçesinden feryatlar yükseldi. Geride üç işçinin beş çocuğu boynu bükük kaldı.
32 yaşındaki işçi İlker Bebek Kilimli beldesinde defnedildi. Babası da maden işçisiydi. TTK Karadon Müessese Müdürlüğü’nden emekli olmuştu, yakalandığı meslek hastalığı nedeniyle hayatını kaybetmiş ve geçen yıl 21 Mayıs’ta toprağa verilmişti.
Mühendis asansör bekliyordu
30 yaşındaki maden mühendisi Koray Kebapçı ile 11 aylık evli olan 24 yaşındaki işçi Sadık Kocakaya’yı uğurlamaya Karadon’da yüzlerce kişi katıldı. Evlilik hazırlıkları yapan Kebapcı’nın Türk bayrağına sarılı tabutunun üzerine, futbol oynadığı 1. Amatör Ligi takımlarından Karadonspor’un 9 numaralı forması konuldu. Amcasının verdiği bilgiye göre kazadan hemen önce genç mühendis ocaktaki işlerini tamamlamış ve yerüstüne çıkmak için asansör bekliyordu. Ancak asansör yoğun olduğu için binememiş, o sırada patlamaya yakalanmıştı.
Emeklilik ve ölüm aylığı
Çalışma Bakanı Ömer Dinçer, cenaze işlemleri için ailelere Başbakanlık Acil Durum Fonu’ndan 10’ar bin lira destek sağlandığını belirterek “Ama bundan daha önemlisi, bu işçilerin bizde hakları var. Biz bu hakları kendilerine teslim edeceğiz. Hepsi sigortalıydı, kayıt dışı yok. Bu çalışan arkadaşlarımızdan 23’ü emekli olmayı hak edecek prim yatırmışlardı. Belki yaşları tutmuyor ama iş ortamında vefat etmeleri nedeniyle biz onlara ölüm aylığı bağlayacağız. 23 aile ölüm aylığı alacak. Geri kalan yedi aile ise henüz primleri yeterli olmadığı için bizden sürekli iş görememezlik ölüm geliri alacaklar. Emekli maaşının yüzde 70’i oranında bir maaştır” dedi. (dha, aa)
YORUMLAR