Serkan Ocak

Loading

Travel Blog

Torosların bekçileri, suyun izinde...

Karadeniz'de yapılacak HES'lere karşı 'Su Meclisi'nin toplandığı İkizdere'de, Türkiye'nin son göçebeleri de ses verdi: 'Derelerden su akmazsa biz de yok oluruz'

18 Ocak 2010

RİZE - “Torosların bekçileriyiz. Oğuz boyundanız. Doğayı bozmadan, toprağına sahip çıkarak yaşayan konargöçer topluluktan haberi var mı bu ülkenin? Yabancıların var ama. Cumhuriyeti biz kurduk. Dijital ortamda dinlediğiniz kuş seslerini biz doğada dinliyoruz. Eğer hidroelektrik (HES) santrallar yapılırsa derelerde su kalmaz, pınarlardan su akmaz. Bizler de göçemeyiz, yok oluruz.”
Göçebe olarak yaşayan son 300-350 ailenin adına konuşan Sarıkeçili Pervin Çoban’ın haykırışları bunlar. Rize İkizdere’de kurulan ‘Su Meclisi’ne yöresel kıyafetiyle katılıp HES’lerle ilgili düşüncelerini söyleyen Çoban, katılımcıları ağlattı. 60’dan fazla şehirden gelen 200 kişi bölgesel mücadeleden toplu mücadeleye geçmeye karar erdi.
İkizdere, Rize’nin, iki derenin birleşiminde oluşan bir ilçesi. Dünyaca bilinen Anzer balının üretildiği İkizdere de Doğu Karadeniz’deki birçok vadiyle aynı kaderi paylaşıyor: HES... ‘Su boşa akmasın’ anlayışıyla Doğu Karadeniz’e  yapılması planlanan toplam 1601 HES’e karşı bölgesel mücadele veren sivil toplum örgütleri (STK) bir araya gelerek Su Meclisi’ni oluşturdu. Yıllık ortalaması 13 metreküp olan İkizdere’de 22 HES projesinin yapılacak olması da İkizdere’yi Su Meclisi’nin en doğru adresi kıldı.
Su Meclisi, Doğa Derneği, Tema Vakfı, İkizdere Derneği ve Macahel Vakfı işbirliğiyle oluşturuldu. İlk toplantı Haliç Üniversitesi’nde, ikincisi Artvin Borçka’ya bağlı Macahel’de gerçekleştirilmişti. İkizdere’deki üçüncü toplantıda Su Meclisi kuruldu. Açış konuşmasını yapan İkizdere Derneği Başkanı Kadem Ekşi, hiç kimsenin enerji karşıtı olmadığını, yalnızca suyun yanlış kullanılmasına karşı olduklarını dile getirdi.
Doğa Derneği Başkanı Güven Eken de “Vücutta kan ne işe yarıyorsa, akarsular da dünyada o işe yarar. Akarsular yok olursa dünya da yok olur. ‘Su boşa akar demek, gezegenin varoluşuna hakarettir. Doğada her damla suyun bir amacı var. Bir damla su boşa akmıyor” dedi.
1997’den beri su kullanım konusundaki davalara bakan avukat Yakup Okumuşoğlu hukuki süreci “Çevre mevzuatımızda, yapmayacaklarımız değil, yapacaklarımız sıralanıyor. Projelerde ‘Kirlettik, kestik özür dilerek, düzelteceğiz’ demek yeterli oluyor. Hukuk da tıkanıyor. Karadeniz sahil yolu için beş kez durdurma kararı aldık ama inşaatlar devam ettir” diye anlattı.
TEMA Genel Müdürü Orhan Doğan da, “HES’ler hiç yapılmasın demiyoruz. Ama 22 değil, iki tane yapılsın. Şu an tam bir talan var” görüşündeydi.
Su Meclisi’ne katılanlar arasında, kışın Mersin Silifke’de, yazın da Konya’nın yaylalarında göçebe hayat süren son 300-350 aileden biri olan Sarıkeçililer’den Pervin Çobandı. Çoban, susuz yaşamlarını sürdüremeyeceklerini belirtti:
“Yaklaşık 3 bin kişiyiz. Yazın Mersin’den Konya’da 450 kilometrelik yolu develerle kat ediyoruz. Yaşamımızın devamı için derelerin pınarların akması gerekiyor. Göç yollarımız üzerinde HES inşaatları var. Derelerden su alınırsa, hayvanlara su içiremezsek, biz içemezsek nasıl yaşarız? Kıl keçisiyle ilgili yasak bizim en önemli problemimiz. Bizim keçilerimizin çevre bakanı kadar doğaya zararı yoktur. Onlar sadece yaprak yiyor, doğayı yok etmiyor.”

  • Paylaş:
alternative title

YORUMLAR