Serkan Ocak

Loading

Travel Blog

Kopenhag'da beklenen oldu ve '120 yaramaz çocuk' anlaşamadı!

Kopenhag'da 11 gün süren 'Küresel İklim Değişikliği Zirvesi'si başlarken dile getirilen 'Burada 120 yaramaz çocuk, hepsinin anlaşması zor' kehaneti gerçek oldu

20 Aralık 2009

KOPENHAG - Dünya devletleri küresel iklim değişikliğine karşı mücadele etme konusunda anlaşamadı. Büyük umutlarla Danimarka’nın başkenti Kopenhag’a gelen 120 ülkenin lideri hayal kırıklığı yaşattı. Zirvenin sonunda bir anlaşma ortaya çıktı ancak o da Venezüella ve bazı Afrika ülkelerinin “Hazırlanırken biz yoktuk” gerekçesiyle itirazı üzerine resmileşemedi. Konferans başkanı “Burada 120 yaramaz çocuk, hepsinin anlaşması zor” demişti, öyle de oldu: ‘Yaramaz çouklar’ anlaşamadı
Kopenhag’da 11 gündür devam eden BM Küresel İklim Değişikliği Zirvesi önceki gün sona erdi. Zirveye ABD Bakanı Barack Obama da dahil, 120 devletin lideri katıldı. İlk günlerdeki etkinlikler  sivil toplum örgütleri içindi. Ancak devlet liderlerinin geldiği son iki gün, renkli eylemleri ve düzenlediği alteratif iklim forumuyla dikkat çeken sivil toplum kuruluşlarından eser yoktu. Kontak toplantılarında çoğu gizli oturumlar şeklinde geçti. Bu toplantılarda da ağırlıklı gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler görüşlerini bilirdi, birtakım pazarlıklar yapıldı. Genel kuruldaysa ülkelerin temsilcileri sorun ve önerilerini tüm dünyaya iletti.
Genel kurulda bazı devletler iklimle mücadele konusunda neler yapabileceğini belirtti, bazıları ne beklediğini anlattı. Kimi de Obama’yı eleştirdi. Obama ise, laf üretmeye değil, bir şeyler çıkarmaya geldiğini söyledi. Sonunda yasal bağlayıcılığı olmayan bir anlaşma çıktı.

2 derecelik vaat
Kopenhag Mutabakatı diye anılan metinde küresel sıcaklık artışının iki dereceye ulaşmamasını amaçlayan çalışmalar ve gelişmekte olan ülkelere mali yardımda bulunulması vaat edildi. Metinde  az gelişmiş ülkelere yapılacak yardım konusunda “Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelerin adaptasyon çalışmaları için yeterli, öngörülebilir ve sürdürülebilir finansal kaynak, teknoloji ve kapasite geliştirme desteği sağlayacaktır” ifadesi kullanıldı.
Özellikle okyanus adası bazı ülkelerle Afrika’daki en az gelişmiş ülkelerin desteğe ihtiyacının olduğu vurgulanan metinde bu ülkelere 2020 yılına kadar yılda 100 milyar dolarlık yardım amaçlandığı belirtildi. Yardım programı için 2010-2012 yıllarını kapsayan kısa vadeli dönemde AB’nin 10.6 milyar dolar, Japonya’nın 11 milyar dolar ve ABD’nin 3.6 milyar dolar vereceği açıklandı .
Gaz salınımıyla ilgili konular mutabakat metninde gelişmiş ülkelerin hedefleri ve önde gelen gelişmekte olan ülkelerin gönüllü vaatleri şeklinde iki ek olarak yer aldı. Salınımın denetlenmesi, özellikle Çin’in uluslararası denetime karşı çıkması nedeniyle  en fazla tartışılan konu oldu. Mutabakat metni, gelişmekte olan ülkelerin bu alandaki çabalarının yine kendileri tarafından  gözlemlenmesini ve gözlem sonuçlarını iki yılda bir BM’ye iletmesini öngörüyor.
Ormanların tahrip edilmesi gibi gelişmelerin sera gazı salınımının artmasında etkili olduğuna işaret edilen mutabakat metninde, bunun önlenmesi yönündeki çalışmalara gelişmiş ülkelerin mali destek vermesi de öngörülüyor.

Kim ne dedi?
Anlaşma metni içerik açısından bağlayıcılığı olmamakla birlikte bazı detayları içerisinde barındırıyor olmasından dolayı başarılı bir çalışmaydı. Detayları daha sonra hazırlanıp imzaya sunulacaktı. Ancak bu olmadı. Çünkü bazı ülkeler anlaşmayı veto etti. Başta Venezüella olmak üzere birçok Afrikalı devlet lideri anlaşmadan duydukları memnuniyetsizlikleri dile getirdi ve kabul etmediklerini açıkladı.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ise metninin mükemmel olmadığını belirtse de anlaşmayı kabul etti. Almanya Başbakanı Angela Merkel ile İngiltere Başbakanı Gordon Brown da anlaşmayı kabul etti. Merkel anlaşmayla ilgili karışık duygular taşınıdığı söyledi. Obama abir anlaşmaya vardıklarını herkesin de buna uyacağını tahmin ettiğini açıklamıştı ancak öyle olmadı. 

‘Tarihin en berbat anlaşması’
Kalkınmakta olan 130 ülkenin oluşturduğu G77 ülkelerinin dönem başkanlığını yürüten Sudan’ın delegesi Lumumba Stanislas Dia-Ping, metni  ‘tarihin en berbat anlaşması’ diye niteleyerek reddetti. Afrikalı ülkeler de hazırlık aşamalarında yer almadığını belirterek anlaşmayı kabul etmedi.
Şimdi gözler sekreteryaya çevrildi. Sekreterya sorunları gidererek önümüzdeki yıl Meksika’da yapılacak Taraflar Konferası öncesi ülkeleri tek tek ikna edebilir. Ancak uzmanlar ne olacağını şimdiden kestirmenin zor olduğu kanısında. 

‘Türkiye’nin durumu belirsizliğini koruyor’
Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sedat Kadıoğlu, Türkiye’nin durumunu ve Kopenhag Anlaşması’nın kabul edilmemesini Radikal’e değerlendirdi:
“Ortaya çıkan anlaşma aslında bir iyi niyet bildirisiydi. Kabul edilmemesi tüm dünya ülkelerini hayal kırıklığına uğrattı. Çünkü 120 devlet lideri oraya gelmiş ve bir şeyler yapmak istiyordu. Türkiye’nin durumu ise belirsizliğini koruyor. Her ne kadar Türkiye kendi istediği özel şartları (Gelişmiş ülkelerin arasında yer almasına rağmen gelişmekte olan ülkelere sunulan imkânlardan yararlanmak istiyor) ön taslağa yazdırmış olsa da, anlaşmanın kabul edilip edilmemesi konusunda, Türkiye açısından ‘iyi oldu’ veya kötü oldu’ gibi bir açıklama yapılamaz. Bundan sonraki süreci bekleyeceğiz.”
Türkiye, 11 günlük zirvede istediği özel şartları, Kyoto Protokolü’nün süresinin dolacağı 2012 sonrası için geçerli olacak yeni protokolün (Kopenhag Anlaşması) taslağına yazdırmayı başarmıştı.

  • Paylaş:
alternative title

YORUMLAR