Dershane dönüşü otobüse molotoflu saldırıda yanan 17 yaşındaki Serap, 29 günlük yaşam savaşının ardından organ yetmezliğinden öldü
08 Aralık 2009
İSTANBUL - Küçükçekmece’deki evine gitmek için İETT otobüsüne bindi. Babası da karanlıktan korkmasın diye ineceği durakta bekliyordu. Bir grup, duran otobüse molotofkokteyleri attı. Bir anda alevler içinde kalan 17 yaşındaki Serap Eser’in tüm vücudu yandı. 29 gün yoğun tedavi edilen genç kız, dün sabah yaşam mücadelesini kaybetti. Oysa Serap, yılbaşına kadar iyileşip hastaneden çıkmayı umut ediyordu.
Üniversite hayalleri kuran lise son sınıf öğrencisi Serap Eser, 8 Kasım akşamı evine gitmek için İETT otobüsünde atılan molotofkokteylinden dolayı yaralanmıştı. PKK yandaşı bir grup tarafından yapılan saldırıda Serap’ın yüzü, elleri ve bacakları yanmıştı. Vücudunda üçüncü derece yanıklar oluşan Serap, o günden bu yana
Bağcılar
Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kronik Yara ve Yanık Merkezi’nde tedavi görüyordu.
Serap’ın tedavi sürecinde son haftaya kadar her şey normal gidiyordu. Genç kız hastane yatağında da derslerini düşünüyor, ailesine, ÖSS’ye girip giremeyeceğini soruyordu. Doktorlar, Serap’ın tedavisinin dört ay süreciğini, yüzündeki izlerin de en fazla altı sonra kaybolacağını söylemişti. Serap’ın gittiği lisenin müdürü de, ikinci yarıyılda Serap’a özel ilgi göstererek, ders açıklarını kapatacaklarını ve ÖSS’ye yetiştireceklerini müjdelemişti.
Serap’ın ailesinin verdiği bilgilere göre, Serap’a yaklaşık 15 gün önce doku değişimiyle ilgili ilk müdahale yapılacaktı. Ancak kan değerlerindeki sorun nedeniyle yapılamadı. Ardından 30 Kasım’da Serap yoğun bakıma alındı. Doktorlar, Serap’ın ‘Sıvı kaybı ve dışardan enfeksiyon kapmasının önlenmesi için’ operasyon yapılacağını söyledi. Dışarıdan bir bariyer oluşturulması için annenin dizinden doku alınarak, Serap’ın dizlerine nakledildi. Geçen cuma yapılan bu operasyon sırasında doktor Serap’ın ‘Hayatını kaybetme riski olduğunu ve durumunun kritik olduğunu’ söyledi.
Serap’ın ağabeyi Ümit Eser, bu operasyon sonrasında kardeşinin yürüdüğü, durumunun gayet iyi olduğunu söyledi. Kardeşine doku veren annesinin de aynı hastanede yattığını ve tedavi gördüğünü söyleyen ağabey Eser, “Aklında hep okulu ve üniversite sınavları vardı. Saldırının olduğu gün olay yerinde demire yaslanmış o haliyle bile ÖSS’yi düşünerek, ‘Bu sene üniversite sınavına girecektim. Hayallerimi yaktılar’ diyordu” dedi. Ümit Eser, kardeşinin tedavisinde ihmal ihtimali üzerinde durduklarını da söyledi. Hastane de Serap’ın ölümü üzerine şu açıklamayı yaptı:
“Hastaneye yüzde 35 yanık ile başvuran Serap Eser yoğun enfeksiyon bulgusu göstermeyen dokularına ve kan kültüründe üreme olmamasına rağmen bağışıklı) cevabı çok abartılı seyretmiş ve organ yetmezliği gelişmiştir. Her türlü antibiyotik, mineral, sıvı, destek ilaçlar ve cerrahi tedavilere rağmen hasta kaybedilmiştir.”
8 Kasım akşamı yaşanan olayın ardından, molotofkokteylini attığı iddia edilen H.A. ve olayla ilgili beş kişi tutuklanmıştı.
Başbakan da adını anmıştı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cumartesi günü , “Sokakları eylem alanı haline getirenler çocuklara, şöyle öyle diyenlere sesleniyorum. O çocuklara molotofkokteyli attıran, terörist eylem için kullanan kim? Serap yavrumuzu otobüste molotofkokteyliyle yakanlar kim? O çocukları mazlum göstereceksin molotofkoteyliyl yanan yavruyu ne göstereceksin?” demişti. Serap bugün Küçükçekmece Kanarya Mahallesi Mareşal Fevzi Çakmak Camii’nden uğurlanacak.
YORUMLAR