15 Kasım 2008
İSTANBUL - Ergenekon davasının tutuklu sanığı Muzaffer Tekin, savunmasında özellikle Danıştay saldırısı üzerinde durdu, Danıştay hükümlüsü Alparslan Aslan ve Osman Yıldırım için “İnadına ölmek ya da öldürmek bu kişiler için mesele değildir. İrtica adına yapılan cinayet faillerine her alanda birtakım sözler verilmesi de tabiidir” dedi. Tekin, iddianameyle ‘Kurtlar Vadisi’ dizisinin örtüştüğünü savundu.
Silivri Cezaevi’nde görülen Ergenekon davasının dünkü 14. duruşmasında tutuklu sanık emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, önceki gün yarım kalan savunmasına devam etti:
‘Kurtlar Vadisi’yle örtüşüyor: En büyük teessürüm bu senaryonun savcı Zekeriya Öz tarafından vizyona sokulmasıdır. Televizyondaki ‘Kurtlar Vadisi’ dizisi bire bir savcının iddianamesiyle, ne gariptir ki örtüşüyor.
Bomba değil kalemlik: El bombalarının yalnızca süs malzemesi, kalemlik olarak kullanıldığını, hatıra olarak aldığımı ifade etmeme rağmen, iddianamede sözde örgütün silahı olarak yer verilmesine anlam vermek mümkün değildir.
Osman Yıldırım doğru söylemiyor: Osman Yıldırım’ın (Danıştay davası hükümlüsü) gerek gizli tanık olarak, gerekse açık tanık olarak verdiği ifadeler gerçeği yansıtmıyor. Danıştay baskınından ceza almasının önlenmesi için savcılarla birlikte çalışma yaptığı ve atfı cürümde bulunduğu görülmektedir. Savcılar burada hukukçu kimliğinden uzaklaşmış, çirkin siyasetin bir parçası haline gelmişlerdir.
Tarikatın beraati için: Danıştay sanıklarının dini hassasiyetlerinin olmadığını iddia ederek, bu konuyu taraflı bir şekilde çarpıtarak almak Danıştay cinayetinden tarikatın beraatini sağlamaya yönelik bir çabadır. İktidar ile savcıların birliktelikleri inkâr edilemez şekilde iddianamenin hemen her sayfasında haykırmaktadır.
Beyinleri yıkanmış: Cumhuriyet’in bombalanmasıyla Danıştay baskını arasında sadece altı gün vardır. Bu altı gün içinde Alparslan Arslan’ın hemen her gün Salih Kunter’in (tarikat lideri) evinde olduğu, türban meselesini yaşamının önemli bir parçası haline getirdiği, dini duygu ve düşünceleri için canını verebilecek bir yapıda olduğu anlaşılmaktadır. Kendisini cihat için bayrak açan bir mücahit olarak görmektedir. Bu kişilerin beyinleri yıkanarak, aynen Osman Yıldırım’ın beyan ettiği gibi hem bu dünyayı hem de öbür dünyayı kazanacakları konusunda onlara vaatler verilmektedir. (Arslan’ın cezaevinden çıkacağı yönündeki açıklamalarını hatırlatıp) İrtica adına yapılan cinayet faillerine her alanda birtakım sözler verilmesi de tabiidir. Ergenekon davasındaki laik, cumhuriyetçi ve Atatürkçü kişiler ile Arslan’ın sahip olduğu kişiliği bir araya getirmek mümkün değildir. Savcıların bütün gayesi Danıştay cinayeti ile tarikat bağlantısını keserek vatansever insanlarla ilişkisi olduğunu göstermektir.
‘Darbe tehlikesi geride kaldı’
Darbeden uzaklaşalı çok oldu; Türkiye askeri darbe tehlikesinden uzaklaşalı 10 yıllar olmuştur. Ordunun üst komuta heyeti dahi bu inancı taşımadıkları gibi bu tür fikirleri şiddetle reddetmektedirler. Toplumun her kesiminde ‘en kötü sivil yönetim, en iyi askeri yönetimden evladır’ anlayışı yerleşmiştir. Bu sebeple ülkede darbe tehlikesinden ziyade irticai yönetim ve rejim değişikliği söz konusudur. Alparslan Arslan’a TSK içerisinden ya da sözde örgütün talimat verdiğine ilişkin tek bir delil yok.
Bomba açıklaması: Ümraniye’de ele geçirilen 27 adet el bombasıyla Cumhuriyet gazetesine atılan bombalar arasında hiçbir maddi bağlantı bulunmamaktadır.
İddianamede iddia çok, suç yok: Bir yandan Rahip Santora, Hrant Dink ve Zirve Yayınevi cinayetlerini iddianameye alıp bağlantılar kurmaya çalışacaksınız, arkasından da bu suçlar için yeterli delil bulamadım diyeceksiniz. Esas çeteler perdenin arkasında cirit atan, devletin yönetiminde ve bütün kurumlarında kadrolaşmış, küreselci, tarikatçı kadrolardır.
***
‘Yüzyılın hâkimi olacaksınız...’
Muzaffer Tekin’in avukatı Engin Çelik Kadıgil, Danıştay sanığı Osman Yıldırım’ın Sincan Cezaevi’nde kimler tarafından ziyaret edildiğinin öğrenilmesini istedi. Kemal Kerinçsiz’in Avukatı Necip Yenişan, mahkeme başkanına “Sizi kıskanıyorum. Savcılar yüzyılın savcısı oldu. Hâkimler de yüzyılın hâkimi olacak”dedi. Bunun üzerine hâkim Köksal Şengün, “Aramızda fark yok. Siz de öyle olacaksınız, bir şey olacaksak hep birlikte olacağız” dedi. Bu arada sanık avukatlarının talebi üzerine MİT’ten istenen Ergenekon ‘Lobi’ belgesiyle ilgili yazının geldiği belirtildi. MİT tarafından gönderilen yazıda ‘Lobi’ belgesinin 12 Temmuz 2007’den itibaren www.aloihbar.org isimli internet sitesinde yayınlandığı vurgulandı.
YORUMLAR