04 Ekim 2008

Bugün 4 Ekim Dünya Hayvan Haklarını Koruma Günü

İSTANBUL - Bugün ‘Dünya Hayvan Hakları’ günü. Türkiye de 2004 yılında bir hayvanları koruma kanununa kavuştu.  Ancak uzmanlara göre ‘yasa’ tamdı fakat uygulama yoktu.  İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere’ye göre de, 15 yıl önce faaliyete geçen ‘barınak’ projesi de çöküntüye uğradı.
Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘Hayvan Hakları Kanunu’ hayvanseverler tarafından büyük bir heyecanla karşılanmıştı. Ancak aradan geçen dört yıl boyunca kanun maddelerinin uygulanmadığı, yeterli denetimlerin yapılmadığı ve kanun ihlallerine cena kesilmediği için bugün  hayal kırıklığı yaşanıyor. Kısırlaştırma yeterince yapılamıyor. Milyonlarca YTL’ye yapılan barınak ihaleleri başarısız oluyor.
Prof. Dr. Yeşildere, 15 yıl önce odanın başlattığı barınak projesinin hüsranla sonuçlandığını anlattı: “Türkiye’de hayvan hakları konuşulduğu zaman ‘sokak köpekleri’ akla geliyor. Büyük kentlerde karşımıza çıkan önemli bir sorun. 15 yıl önce bu soruna çözüm getirilmesini istedik. Sorunu ortaya koyup, çözüm önerilerini sunmuştuk. Amaç hayvanların kısırlaştırarak yeni nesillerin oluşmasını engellemekti. Ancak barınak projesi çöktü. İş taşeronlara verildi. Onlar da bir yandan kısırlaştırırken, bir yandan da daha fazla kazanç için hayvanları çiftleştirdi. Proje gerçekleşemedi, barınaklar toplama kampına, hapisane haline geldi. Bazı belediyeler toplu katliamlara girişildi. Beykoz’da olduğu gibi. Birçok belediye bunu yapıyor ancak gizli kapaklı. 1500 kapasiteli barınaklarda 10 bin hayvan var.”
Yeşildere, şöyle devam etti. “Birlikte yaşanacak ortamlar oluşturulmasıyla ilgili önerimiz var. Meslektaşlarımızla tartışacağız. Proje şu: ‘İstanbul’daki ruhsatlı 350-400 klinikte en az üç sokak köpeği kısırlaştırılacak. Yerel yönetim köpek toplama işini yapacak. Köpeklere ‘çip’ takılacak. Sivil toplum kuruluşları tarafından ‘köpek korucuları’ seçilecek. Her mahalleye kulübe yapılacak. İsteyenler yiyecek bırakabilecek. Ayda 900 köpek kısırlaştırılacak. Bir yılda da 18 bin köpekle, İstanbul’un sokak köpeği sorunu çözülecek. Kuduz vakaları da artık görülmez.’”
Yeşildere, 5199 sayılı ‘Hayvanları Koruma Kanunu’yla ilgili kaygılarını şöyle anlattı: “Hiç olmamasından daha iyi. Yasa kötü değil ancak uygulama yok. Hayvan hakları konusunda kurulan sivil toplum örgütleri çok dağınık. Bir araya gelerek vakıf, federasyon kurmaları gerekiyor.

‘Haksız kazanç kapısı’
İstanbul’daki 2 bin köpeğe ev sahipliği yapan Yedikule Hayvan Barınağı’nın Müdürü Meral Olcay da Türkiye’de sokak hayvanları sorununu çözülemediğini söyledi:
“Yerel yonetimler barınaklar konusunda duyarsız. Her ilçenin malesef bir barınağı yok. Olan barınaklar da kapasiteler dolmuş durumda. Sebebiyse sorumluluk sahibi olmayan insanların köpek satın alıp sonrada kırık bir oyuncak gibi hayvanları sokağa atması.  Belediyelerin çoğu barınaklari ihaleye veriyor, ihaleyi alan firma tam denetlenemiyor. Hayvanlara göstermelik küpe takılıyor. Kısırlaştırılmadan sokağa bırakılıyor. Yani haksız kazanç kapısı yaratılıyor. Sivil toplum örgütleri birlesip hayvan sorununu çözmek yerine, birbirleriyle uğraşıyor.” 

Pitbull ne, bilen yok!
Hayvan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Prof. Dr. Murat Aslan da Türkiye’deki hayvan hakları problemlerinin çok temelde başladığını söylüyor. Aslan’a göre ilk göze çarpanlar şunlar:  
“Türkiye’deki hayvan hakları ile ilgili ana sorun bakış açımız. Son dönemde bir bilinç oluştu, özellikle ilköğretim okullarına yönelik çalışmalar yapıldı. Mevzuat çıkarıldı ancak uygulanmasıyla ilgili sorun var. Çevre Bakanlığı’nda sadece yedi-sekiz veteriner hekim var. Bu yeterli değil. 81 ilde olması gerekir. Örneğin yeni kanunla birlikte pitbull köpekler yasaklandı ancak polis, zabıta pitbull köpek hangisi bilmiyor. Yerel yönetimlere kanunlar çerçevesinde görevler verilmiş ancak ilgili çalışmalar yapılmıyor. Veteriner işleri müdürlükleri kapatıldı.