06 Eylül 2008
İSTANBUL - Kentin merkezi Taksim’de, diğer semtlerin aksine bir iftar çadırı bulunmuyor. Bunun yerine Beyoğlu Belediyesi Taksim Gezi Parkı’ndaki eski evlendirme dairesinde yemek dağıtıyor.
Yemek dağıtımının güvenliğinden sorumlu görevliler evlendirme dairesinin yolunu tutanların genelde aynı kişiler olduğunu söylüyor. Aralarında sokak çocukları, madde bağımlıları, eşcinseller, arka sokakların pek çok insanı var. Tarlabaşı ve Beyoğlu sakinleri iftar yemeğinin her akşamki baş konukları. Bir buçuk saat önceden kuyruk oluşmaya başlıyor. Kuyrukta bekleyen Meral Kareloğlu, evlendirme dairesine alışık olduğunu söylüyor. Çünkü üç evlilik yapmış ve en son kocası bıçaklanarak öldürülmüş. İki aydır işsiz. “İhtiyacım olduğundan buraya yemek yemeğe geliyorum. Her gün buradayım” diyor.
Köye dönüş için 100 YTL?
Madde bağımlısı olup, tedavi sonrası tekrar hayata tutunduğunu anlatan 27 yaşınadaki İbrahim Güngör de her akşam evlendirme dairesinin yolunu tutanlardan biri: “Umut çocuklarından ihtiyaçlarımı karşılıyorum ancak şu anda sokaklardayım. Ailem Samsun’da iş bulma umuduyla gelmiştim İstanbul’a. Şimdi ise Samsun’a geri dönmek için yol parası bekliyorum. 100 YTL olsa geri dönerim.”
92 yaşındaki Sami Gülen, iftar yemeğinin en yaşlı konuğu. Cihangir’deki evinden buraya geldiğini söylüyor. SSK emeklisi Gülen’in bir kızı Amerika’da bir kızı da İzmir’de yaşıyor.
İftar vaktinden yarım saat önce 400 kişilik evlendirme dairesinde bekleyenler yerini alıyor. Eski avizeleri, kırmızı halıları ve kalın işlemeli perdeleriyle eski bir sarayı andırıyor. Binlerce insanın nikahının kıyıldığı salonda şimdi yoksullar karınlarını doyurmak için bekliyor. Masasına oturmuş bir kişi hikâyesini anlatıyor: “Ben Konyalı işsiz gemici Yusuf Akın. 42 yaşındayım. Aylardır işsizim. Flash Tv’de Esra Erol’un Dest-i İzdivaç programına da çıktım. Ama arayan soran olmadı Hâlâ bekarım. Hem iş hem de eş arıyorum.”
‘Haksızlık var!’
Evlendirme dairesindeki ezan bir müezzin tarafından salonda canlı okundu. Ardından ilk kaşıklar sıcak çorbalara sallandı. Derken dışardan büyük bir gürültü duyuldu. Yemek almak için kuyrukta bekleyen onlarca kişi arasında bir arbede yaşandı. Çok sayıdaki küçük çocuk ve sıradakiler yemek masalarına yüklenince görevliler zor durumda kaldı. Kalan son yemeklerde dağıtılmadan kaldırıldı. Süleyman adındaki bir madde bağımlısı bağıra bağıra yemek alanından uzaklaştı. “Ben sizin yemeğinize muhtaç değilim. Her yerde yemek bulurum. Bu işte haksızlık var...”
YORUMLAR