Türkiye'de meslek hastalıklarıyla ilgili veriler, AB ortalamasına göre "iş sağlığımızın oldukça iyi" olduğu sonucunu ortaya çıkardı. Ancak uzmanlara göre, görünen bu olumlu verilerle, gerçek arasında dağlar kadar fark var.
18 Kasım 2007
İSTANBUL - Türkiye'de meslek hastalıklarıyla ilgili veriler, AB ortalamasına göre "iş sağlığımızın oldukça iyi" olduğu sonucunu ortaya çıkardı. Ancak uzmanlara göre, görünen bu olumlu verilerle, gerçek arasında dağlar kadar fark var. Çünkü Türkiye'de meslek hastalıklarına ilişkin asla düzenli bir veri çalışması olmadığı için, iş yaşamının getirdiği olumsuz etkenlerden doğan hastalıklar 'meslek hastalığı' olarak kayıt altına alınmıyor. En önemli sorun da işyerlerinde sağlık birimlerinin bulunmamasından kaynaklanıyor. Türkiye'deki işyerlerinin sadece yüzde ikisinde sağlık birimi bulunuyor. Geri kalan yüzde 98'inde sağlık eğitimi almış bir eleman bile yok. Çünkü iş sağlığıyla ilgili düzenleme 50'den az çalışanı olan işyerlerinde sağlık biriminin kurulmasını zorunlu tutmuyor. Bilgisayar başında sürekli çalıştığından dolayı kas iskelet sisteminde rahatsızlık oluşan birisine meslek hastalığı tanısı yerine, normal bir sağlık problemi teşhisi konuluyor. Tanı ve veri eksikliğinden dolayı istatistiklere bakınca da, Avrupa'nın en az meslek hastalığı görülen ülkesi Türkiye oluyor.Yıldız Teknik Üniversitesi'nde iki gün süren ve önceki gün son eren Meslek Hastalıkları Vakfı (MESKAN) tarafından düzenlenen 'İş Sağlığı ve Güvenliği Sempozyumu'nda, meslek hastalıkları ve iş sağlığıyla ilgili önemli konular gündeme getirildi. Sempozyum başkanı Doç. Dr. Halim İşsever meslek hastalıklarıyla ilgili veri çalışmalarının içler acısı bir durumda olduğunu ve bu nedenle kimsenin gizli kalan bu sorunun çözümü için harekete geçmediğini söyledi. Tüm Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ve dünyada meslek hastalıklarında değişim oranının yüzde 4-12 arasında olduğunu belirten İşsever, "Buna göre Türkiye'de 24 bin ile 72 bin meslek hastalığı bildirimi yapılması gerekirdi. Son üç yılda sırasıyla 384, 519 ve 572 bildirim yapıldı. Bu nedenle de AB ülkelerine göre Türkiye'deki oran yüz binde 6-8 arasında değişiyor. Rakamlar iyi gibi görünse de iş sağlığı konusundaki yasal boşluklardan dolayı meslek hastalıkları bildirilmiyor va kayıtlara geçmiyor" dedi. İşsever, büyük işletmelerde iş sağlığı konusunda bir sorun olmadığını ancak işyerlerinin yüzde 98'ini kapsayan ve 50 kişiden az işçinin çalıştığı küçük ölçekli işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği açısından önemli sorunların olduğunu belirterek şöyle konuştu:"2003'te çıkarılan iş sağlığıyla ilgili yasa, Avrupa Birliği (AB) standartlarında gibi görünse de çok büyük sorunları da temelinde taşıyor. Türkiye'de mevcut yasada iş sağlığı birimi için bir işyerinde en az 50 kişinin çalışması gerekir. Dolayısıya işyerinde 45 kişi çalışıyorsa böyle bir zorunluluk yok. AB ülkelerinde bu sayı beşe kadar düşürülmüş durumda."Memurlar kapsam dışıMeslek hastalıklarının yasaya göre sadece sigortalıları kapsadığını belirten İşsever, işçilerin dışındakilerin meslek hastalıklarının yasaya göre olmadığını belirterek şöyle devam etti: "Türkiye'de iş kazaları ve meslek hastalıkları tanımı, 'Sigortalı bir işçinin...' diye başlıyor. Dolayısıyla 'memurların meslek hastalıkları' diye bir tanım yok."
YORUMLAR