Türkiye'nin altın zenginliğini özel sermaye eliyle değerlendirmek isteyen Enerji Bakanlığı, rezerv tespit edilen yerleri birer birer ihaleye çıkarıyor.
06 Kasım 2007
ÇANAKKALE - Türkiye'nin altın zenginliğini özel sermaye eliyle değerlendirmek isteyen Enerji Bakanlığı, rezerv tespit edilen yerleri birer birer ihaleye çıkarıyor. Kaz Dağları gibi doğa harikası yerlerle ilgili büyük tartışmalar koparken, diğer bölgelerde faaliyetler sessiz sedasız devam ediyor. Altın madenciliğinin insan sağlığına, doğaya, tarıma etkileri konusu tartışıladursun Maden İşleri Genel Müdürlüğü Çanakkale Bayramiç, Gümüşhane ve Kırşehir'de beş altın rezervini daha ihaleye çıkardı.Binlerce yıldır altın çıkarılan Türkiye'nin, tonlarca toprağın içindeki birkaç gram altın zerresini bulup çıkaran 'modern' madencilik teknikleriyle tanışması nispeten yeni. Türkiye uluslararası altın madenciliğiyle de altın madenciliğine karşı yerel direnişle de 1990'ların sonunda İzmir'in Bergama ilçesi Ovacık Köyü sayesinde tanıştı. Beyaz kefenleri, pijamaları, zincirleriyle eylem yapan köylülerin direnişi zamanla zayıfladı ve durma noktasına geldi. Hakkında onlarca dava açılan ve bir süre kapanan işletme, 2001'de yeniden açıldı. Açık ve kapalı iki ocağının bulunduğu işletmedeki açık sistemle yapılan madende rezerv bitti. 1 ton topraktan ortalama 10 gram altın elde edilen madende 2001 yılından bugüne kadar toplam 17 ton altın çıkarıldı. Kapalı galeride hâlâ altın çıkarılıyor. Koza Altın Madencilik A.Ş.'nin işlettiği madende 530 kişi çalışıyor. Vasıfsız çalışanların çoğu bölgeden. Bu, bölgedeki mücadelenin bitmesindeki en büyük etken olarak gösteriliyor. Üstelik Ovacık sadece kendi toprağını da eşelemiyor. Kaz Dağları'nın hemen güneyindeki Madra Dağları'ndan her gün 375 ton toprak, kamyonlara yükleniyor. Büyükdere beldesi ve Küçükdere Köyü'nden her gün 45 kamyon toprak Ovacık'taki siyanürlü ayrışım tesisine getiriliyor. Edremit Körfezi'nden Kuzeydoğu Anadolu hattı boyunca uzanarak Kaz Dağları'yla kesişen Madra Dağları, zeytinyağıyla dünyaca ünlü. Kayaların içinden fışkıran çamlarla kaplı bölgede arıcılık da yapılıyor.Büyükdere'nin yerlilerinden Mustafa Yazıcı, Germe Tepesi'ni göstererek anlatıyor: "Bu tepeler yedi-sekiz yıl önce yandı. Orman İşletmesi, jandarma yeniden ağaçlandırdı. Eskiden köylü buralara mantar toplamaya dahi giremezdi. Şu anda gencecik fidanların üzerine kazıdan geri kalan hafriyat dökülüyor." 'Zeytinliklerin üç kilometre yakınında madencilik yapılamaz' diyen Zeytincilik Yasası'nın mimarı ve 1991 yılında kurulan Mesut Yılmaz hükümeti döneminde Balıkesir milletvekili Melih Pabuççuoğlu altın madenine şiddetle karşı çıkan isimlerden: "1991 yılından, yani bölgede ilk ruhsatların alındığı tarihten beri bu güzelim yörenin katledilmemesi için uğraşıyorum. Evlatlarım diyor ki bu yaşta neden hâlâ mücadele veriyorsun? Bu, benim memleketime olan sorumluluğum. Bölgede 13.5 milyon dolarlık altın olduğundan söz ediliyor. Bunun devlete vergisi yüzde 2. Yani 260 bin dolar. Son derece komik bir oran. Çünkü zaten buradaki zeytin ve diğer tarım faaliyetlerinden çok daha fazla gelir elde ediliyor." Koza Altın A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Hayri Öğüt'se aksini söylüyor: "Orada 13.5 milyon değil, sekiz-dokuz ton yani, 120 milyon dolarlık altın varlığı saptadık. Rezerv bittiğinde bölgeyi rehabilite edeceğiz." 'Zeytinliği sattık, ağacı da yaktık'Bölgede 2 bin kadar asırlık zeytin ağacı altın madeni için kesilmiş. Üç kilometre sınırından kurtulmak da çok kolay olmuş: Zeytin arazilerini satın alıp ağaçları da köylüye kestirmek. Babasına ait dokuz dönümlük zeytinliği dönümü 7 bin YTL'den satan Metin Demir halinden memnun: "Normalde o tepelerde zeytincilik çok zor. Satmaya kalksanız dönümüne 1000 YTL vermezler. İyi teklif olunca biz de sattık. Zeytinleri de kesip odun yaptık." Havran Ziraat Odası Meclis Başkanı Edip Savaş da şu örneği veriyor:"Evinize bir un çuvalı götürüyorsunuz, çocuklarınız aç olduğu halde çuvala dokundurmuyorsunuz, sadece bakıyorsunuz. Bizim durumumuz da budur. Burada altın var ve çıkarılmalı."Küçükdere Köyü'nden 50'yi aşkın kişi madende çalışıyor. Küçükdere Köyü'nde bir nakliye şirketi ve bir de kooperatif kurulmuş. Nakliyeciler ton başna 10.5 YTL alıyor. Küçükdere ve Büyükderelilerin çalıştığı nakliyecilik işinde, günde üç sefer yapan 15 kamyon çalışıyor. İda-Troya Platformu'nun kurucusu ve zeytinci Metin Nadir ise gelişmeleri endişeyle izliyor: "Edremit Körfezi'nde 20 milyon zeytin ağacı var. Dünyanın en kaliteli zeytinyağı burada üretiliyor. Halkın yüzde 70'i zeytincilik, geri kalanı diğer tarım ürünleri ve turizmden geçiniyor. Burada altın madenleri işletilirse zeytincilik biter."
YORUMLAR