En büyük tutkusu 'uçmak' olan Op. Dr. Mehmet Susam, Fransız Alpleri'nde 'wing suit' yaparken kayalara çarparak hayatını kaybetti. Peki ölümüne adrenalin tutkusu sahibi cerrahlar neden bu tutkularından vazgeçmiyor? Üç hekime bu soruyu sorduk
22 Ekim 2015
RADİKAL - Stresli, yoğun, yüksek konsantrasyon gerektiren bir iş yapıyorlar. Meslekleri en ufak hatayı bile affetmiyor. Pek çoğu bu stresten biraz olsun uzaklaşmak için adrenalin yüklü hobilere yöneliyor. Geçen hafta hayatını kaybeden Op. Dr. Mehmet Susam da öyle yapıyordu. Ancak onun ki hobinin çok ötesindeydi. Madalyalı kürekçi, lisanslı paraşütçü, yamaç paraşütü eğitmeni, dalgıç ve motosiklet yarışçısıydı. Moskova’da aldığı eğitimin ardından ‘wing suit’le (rüzgâr elbisesi) uçmaya da başladı.
“Yaptığım sporun mesleğime, mesleğimin de yaptığım spora çok büyük yararları var” diyordu. Ancak talihsiz bir kaza sonucu Fransız Alpleri’nde ‘wing suit’ yaparken kayalara çarptı ve hayatını kaybetti.
İNCE ÇİZGİDE YÜRÜYORUZ
Prof. Dr. Talat Kırış, Türkiye ’nin en önemli beyin cerrahlarından. Liv Hospital Ulus’ta Nöroşirürji Bölüm Başkanı. Hayalini kurduğu yelkenliyle Arjantin’den Antarktika’ya 4.5’günde gitti. Kırış, her meslekte bir macera tutkunluğunun olduğunu ancak cerrahlarda bunun biraz daha fazla olduğunu anlatarak sebebini şöyle açıklıyor: “Bizler her gün ölümle yaşam arasındaki ince çizgi üzerinde yürüyoruz. O zaman hayatın değerini daha iyi anlıyorsunuz. Hayatın değerini anladığımız ölçüde de, -belki paradoks gelebilir ama- yaşadığımız hayatı uçlarına kadar, dolu dolu yaşamak istiyoruz. Elbette en uç sporu yaparken, en müthiş maceraya atılırken bile insan ölümü düşünmez. ‘Ölüm’ yaşama aykırıdır çünkü ama yaşamın da uzantısıdır. Ölümden korkularak yaşanmaz. Ben tehlikeli sporları yapmak isteyenlere, iyi cerrah olmak isteyenlere söylediğim şeylerin aynısını söylüyorum. “Önce iyi bir eğitim alın, çok çalışın, çok egzersiz yapın...” Hastanın yaşamı da, kendi yaşamımız da kutsaldır.
TEK NEDENİ CESARET
Bekran Sarsılmaz, şu anda pratisyen hekim. Ancak cerrah olmak istiyor. O da tıpkı bir çok cerrah gibi adrenalin tutkunu. Dünyanın en egzotik yerlerinde dalışlar yapıyor. Fiji, Meksika, Tayland, Endonezya’ya sualtının büyülü dünyasını keşfetmek için gitti. En derinlerin peşinde...
Skydiving eğitimi almaya başladı. Şu anda İspanya’da yaşıyor. Mesleğine İngiltere’de devam etmeyi düşünüyor. Sarsılmaz’a göre, cerrahların tehlikeli hobilerle uğraşmasının temel nedeni cesaret: “Doktorluğu seçmenin zaten cesaretle ilgisi var. Çok büyük sorumluluk alıyoruz. Bu tür cesaret gerektiren sporlara çok açığız. Heyecanı seviyoruz.”
STRESİ DEF ETMENİN YOLU
Dr. Ahmet Bahadır ise plastik cerrah. Yelken meraklısı. Motosiklet tutkusu vardı ancak ciddi bir kaza geçirdi. Mesleki hayatında ‘pardon’ deme şansı olmadığı, stres yüklü bir işlerinin olduğunu anlatarak şunları söylüyor: “Herkesin işi stresli ve yoğun ama bizim şöyle bir farkımız var: ‘Pardon’ şansımız yok. Sebebi ne olursa olsun, işimizi ne kadar iyi yaparsak yapalım stres yaratıyor. Her gün hasta problemleriyle karaşılaşmanın yarattığı problemler oluyor. İşini ne kadar özenli yaparsanız yapın stres oluyor. Şu anda olgunluk dönemindeyim. Çoğu zaman hastayı çok iyi bilmeliyiz. Hastayı doğru anlamamız gerekiyor. Neyi yapıp, neyi yapamayacağımıza doğru karar vermeliyiz. Çok fazla sorun yaşamam ama son zamanlarda birkaç hastamla bazı küçük sorunlar yaşadık. Bende çok sters yarattı. Maruz kaldığımız stres ne kadar fazlaysa stresi defetmenin yolu da bir o kadar heyecanlı, adrenalin dolu oluyor. İşten ne kadar uzak olursam, işe döndüğümde işe o kadar güzel başlıyorum....”
Op. Dr. Mehmet Susam’ın ile geçmişte yapılan söyleşilerden…
“Travma riski olan insanlar dışında, doğa ve ekstrem sporların sağlığa zararı yoktur. Uzun süredir bu sporu yapıyorum. Sağlığımda hiçbir bozulmaya yol açmadığı gibi sağlığımı düzenliyor, aynı zamanda mesleğime çok büyük bir katkısı oluyor, reflekslerim çok hızlı çalışıyor. Bu sporu yapabilmek, hızlı refleks, düşünme ve karar vermeyi gerektiriyor. Mesleğimin gündelik rutininde de aynı şeyler zaten gerekli. Bu iki iş birbirini destekliyor. Yaptığım sporun mesleğime, mesleğimin de yaptığım spora çok büyük yararları var. Bu sporlar hiçbir şekilde kalbe zararlı değildir. Futbolun daha zararlı ve tehlikeli olduğunu iddia ediyorum...”
“Halk arasında adrenalin diye bilinen, ama doğru tabiri adrenalin bağımlılığı olan şey, psikopat bir ruh haliyle saldırgan kişilik ve bunun sonucunda oluşan bir psikotik bozukluk şeklinde tanımlanıyor. Adrenalin bağımlılığı ekstrem sporlara merak ve heyecan arayışı içinde olmak değildir. Heyecan arayışı içinde olmak doğa sporlarını kovalamak, doğayı ekstremlikleriyle uç noktalar kovalayabilmektir. Bu olay insanın bir düşünme tarzıdır. Aslında bu düşünme tarzı her insanda doğuştan vardır. Doğuştan var olan merak ve araştırma duygusunu birçok insan gündelik hayatında baskılıyor...”
“Son dört yıldır yaptığım wingsuit ve mesleğim paralel şeyler. İkisinde de adrenalin yüksek miktarda. İkisinin de yanında stres ve yüksek başarı-mutluluk bir arada. İkisinde de yüksek konsantrasyon gerekiyor. Konsantrasyondaki ufacık bir kayıp ikisinde de ölümle sonuçlanıyor.”
YORUMLAR