Piknikçilerin yaktığı mangal, Gölcük Tabiat Parkı'nı tehdit ediyor. Mangaldan akan yağ, gölü kirletirken, duman ise tarihi ahşap evi kaplıyor.
31 Ekim 2013
Sonbaharın gelmesi ve ağaçların yapraklarını dökmesiyle birlikte eşsiz bir güzelliğe bürünen Bolu’daki Gölcük Tabiat Parkı hafta sonları akın eden piknikçilerin tehdidi altında. Onlarca masada mangal yapan piknikçilerin mangallarından çıkan yağlar göle akıyor. Uzmanlar, yapay ve küçük bir göl olan Gölcük’ün bu baskıya dayanamayacağını dile getiriyor.
Bolu merkeze 15 dakika uzaklıkta olan Gölcük Tabiat Parkı, hem kente yakın olması hem de bir doğa harikası olması bakımından yoğun ziyaretçi akınına uğruyor. Hafta sonları ve tatil günlerinde bu yoğunluk daha da artıyor. Geçen
pazar
piknikçilerin yaktığı ateşlerden çıkan duman gölün bir kısmını kaplamış durumdaydı. Gölcük’ün hemen girişinde ziyaretçilerin ilk karşılaştığı manzara sonbaharın yarattığı pastoral bir manzaradan çok keskin bir mangal kokusu ve duman oluyor.
‘Ahşap ev dumanda kayboluyor’
Gölle birlikte simge haline gelen ahşap ev, gölün başlangıç noktasından bakıldığında, oluşan yoğun mangal dumanından görünmez durumdaydı. Bolu’nun doğal güzellikleriyle ilgilenen ve adını vermek istemeyen bir doğabilimcinin anlatımlarına göre, gölün yönetimi Bolu Belediyesi’ne geçti. Belediye, “Gölcük’ü halka açacağız” dedi. Yeni restoranlar açıldı. Zaten halka açıktı ancak yeni piknik yerleri kuruldu. Masaların kenarlarına mangallar konuldu. Mangal yapmak teşvik edildi. Piknik alanına gidenler güzel vakit geçiriyor ancak mangallardan sızan etlerin yağları direkt göle karışıyor. Zaten yapay bir göl olan Gölcük yoğun bir kirlilik tehdidi altında kalıyor.
‘Tehlike büyük’
Uzmanlar tehlikeyi şöyle dile getiriyorlar: “Gölün uzun devreli gelişme planı yapıldı. Ancak planda olmayan restoranlar, piknik yerleri yapıldı. Ne kadar insan buraya gelebilir, piknik yapabilir bunlar hesaplanmadı. Kontrolsüz bir büyüme oldu. Bu göl kirliliği ne kadar taşıyabilecek? Gölün kenarına çim tohumu attılar, toprak attılar. Toprağın bir kısmı gölün kenarına gitti. Gübre de olunca gölün içinde
yaşam
başladı. Ancak bunlar istenmeyen bitkiler. ‘Göl çok kirli’ diyerek bu sefer plansız bir şekilde iş makineleriyle temizliğe başladılar. Ancak yine gölün kenarı bitkilerle dolu. Gölün gideri çok zayıf. Dağ yamaçlarından gelen sularla besleniyor. Temizlemenin yolu ve yöntemi var. Ekolojik yöntemler uygulanmalı. İş makineleriyle bunlar olmaz.” Gölcük’ü tehdit eden faktörlerden biri de gölün etrafına çekilen çit. Uzmanlara göre , bu çitten yaban hayvanları gelip gölü kullanamıyor. Tilki, çakal gelip kurbağaları ve diğer küçük göl hayvanlarını yiyordu. Şimdi gelemiyor. Gelemeyince de gölde ekolojik denge bozulacak. Bazı tellerin altlarında hayvan tüyleri bulunuyor. Ancak büyük hayvanlar buralardan geçemiyor. Teller insanlar buraya kaçak girmesin diye yapıldı ancak hayvanlar da giremiyor.”
YORUMLAR