Taş ocakları ÇED'den muaf tutulunca sayıları hızla arttı. Türkiye'de 11 yılda 85 bin taş ocağı ruhsatı verildi. Bodrum Kaymakamı, ocaklara isyan etti.
03 Mart 2013
Maden Kanunu’nda 2004 yılında yapılan değişiklik ile taş ocakları Çevre Etki Değerlendirme sürecinden muaf tutulmaya başlandı. Bu süreç ile birlikte
Türkiye
’nin orman alanları taş ocağı yuvasına dönüştü. Ormanlar yok edilme pahasına, son 11 yılda 85 bin taş ocağı ruhsatı verildi. Taş ocağı sayısının en çok arttığı illerin başında ise Antalya ve Muğla geliyor. Muğla ve çevresindeki orman alanlarında taş ocaklarının sayısı hızla artınca çevreciler ve yerel yöneticiler harekete geçti. Yıllardır denetim yapılmadığı için bir doğa katliamına neden olduğu ileri sürülen taş ocaklarına karşı kentte büyük bir mücadele başlatıldı. Turizm merkezi Bodrum’da taş ocaklarına karşı verilen mücadeleye kaymakam da destek verdi. Bodrum Kaymakamı Mehmet Gödekmerdan, taş ocaklarına yıllardır denetim yapılmadığını söyleyerek, “10 dönüm için ruhsat almış ancak 50 dönüm araziyi kullanıyor. Büyük bir çevre tahribatı var” diye isyan etti.
Muğla İl Genel Meclisi
CHP
’li üyesi ve Çevre Sağlığı Komisyonu Başkanı Cesur Öncel, 2 yıldır taş ocaklarına karşı yaptıkları incelemeleri şöyle özetledi: “İl genelinde 450 taş ocağı var. Çok sayıda taş ocağı da kaçak çalışıyor. Kontrollerini yapması gereken kurumlar hiçbir denetim yapmıyor. Sorun Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nden başlıyor. Ruhsat verirken gereken özen gösterilmiyor. Yerel birimler ‘biz izin vermiyoruz’ diyorlar ancak
Ankara
’dan alınan izinlerle taş ocakları faaliyetlerini sürdürüyor. Meclis olarak bir yetkimiz yok ancak tespitlerimizi yapıp Muğla Valiliği’ne bildiriyoruz.”
Taş ocaklarının çevreye zararlarından söz eden Öncel, “Ormanlar tahrip ediliyor. Dere yatakları hafriyatla dolduruluyor” diyor. Molozlar ormanın içine atılıyor. Öncel, yaşanan başka bir sıkıntıyı da şöyle özetliyor: “Muğla’ya 450 taş ocağının getirisi 7 milyon lira. Bunun 3.5 milyonu il özel idaresine kalıyor. Bir köy yolunun maliyeti 1 kilometre için 100 bin lira. Her yıl taş ocakları yüzünden 300-400 kilometre yol yapıyoruz. Geçen ay bir rapor hazırladım ve tüm kurumlara gönderdik. Şimdi Dalaman’da yeni bir taş ocağı açılmak isteniyor. 2 bin nüfuslu bir köyün içme suyunun karşılandığı yerde bir taş ocağı için izin verildi. Ruhsat süresi biten taş ocaklarına bile bir kılıf uyduruluyor ve süreleri uzatılıyor. Su havzaları zarar görüyor, ormanlar bitiyor. Biz taş ocaklarının hepsine karşı değiliz. Usulsüz çalışanlara, çevreye zarar verenlere karşıyız. Böyle devam ederse Muğla ve Bodrum elden gidecek.”
10 dönüm izinle 50 dönümde faaliyet
Bodrum Kaymakamı Dr. Mehmet Gödekmerdan da taş ocaklarının bir turizm merkezi olan Bodrum’a zarar verdiğini şöyle anlattı: “Bugüne kadar taş ocaklarına hiçbir denetim yapılmamış. Büyük bir mücadele başlattık. Tüm taş ocaklarını denetliyoruz. Gümüşlük tarafında bir taş ocağı kapatıldı. Ocakların çoğunluğu Yalı Çiftliği tarafında. 10 dönüm için ruhsat alınmış, denetim filan olmayınca faaliyet sahasını 40-50 dönüme çıkarmışlar. Ormanı tahrip ediyorlar. Dere yataklarını tıkıyorlar. Kanuna aykırı işlemler söz konusu. Biz kontrollerimizi sıklaştırdık, bu tür usulsüzlükleri tespit ediyoruz. Ruhsat veren makam biz değiliz. Ancak tüm tespitlerimizi valiliğe bildiriyoruz. Jandarma, il çevre müdürlüğü, il özel idaresi yetkilileri ile birlikte denetimlerimiz sürüyor. Toplam 17-18 taş ocağı söz konusu. Bir ikisi dışında hepsinde usulsüzlük söz konusu. Taş ocaklarının tamamında incelemelerimizi bitirdikten sonra bir rapor hazırlayacağız. Bu taş ocakları özellikle peyzaj alanında kullanılan doğal taş çıkarıyorlar. Bazı taş ocaklarının ruhsatları 20 yıl öncesine dayanıyor. Yeni ruhsat istendiğinde bakanlık bize görüş soruyor. Bir turizm cenneti olan Bodrum’da çevreyi talan eden taş ocaklarına karşı olumsuz görüşlerimizi bildiriyoruz.
Antalya ise taş ocaklarının en yoğun faaliyet gösterdiği illerin başında geliyor. Ruhsatlı taş ocağı sayısı il genelinde 1059. Bunların 30-40’ı taş ocağı dışındaki maden faaliyetleri için verilen ruhsat. Geri kalan tamamı ise taş ve mermer ocakları. Antalya, Isparta, Burdur, Denizli, Kaş Platformu’ndan Hediye Gündüz’ün verdiği bilgilere göre sadece Korkuteli’nde 230 taş ocağı faaliyet gösteriyor. Elmalı’da 150 ve Antalya merkezde 134 taş ocağının bulunduğunu belirten Gündüz, taş ocaklarının sedir ve kızılçam ağaçlarından oluşan ormanlık alanlara büyük zarar verdiğini söyledi. Sorunun asıl kaynağının Maden Kanunu olduğunu belirten Gündüz, “Değişen kanunla birlikte taş ocakları ÇED sürecinden muaf tutuluyor. Bu da orman katliamına neden oluyor. Denetimler zaten yetersiz. Anayasaya göre herkesin temiz bir çevrede yaşamaya hakkı var ancak Antalya’da bu mümkün değil” dedi.
2004’te Maden Kanunu’nda yapılan değişiklikle taş ocakları ÇED sürecinden muaf tutuldu. Özellikle Muğla ve Antalya bölgesinde Türkiye’nin ihracatında da önemli bir yer tutan doğal taş çıkarılıyor. Doğal taşlar en çok peyzaj alanında kullanılıyor. Taş ocakları çevreye verdiği zararlar nedeniyle tepkiyle karşılanıyor. Çevreye verdiği zararlarsa başlıca şöyle: “Patlatmalar sonucunda yeraltı su kaynaklarına verdiği zararlar, ormanlık alanların moloz yığınlarıyla doldurulması, dere yataklarının doldurulması, yolların bozulması, çıkan toz, görsel kirlilik,
hava
kirliliği, gürültü kirliliği...”
YORUMLAR