Serkan Ocak

Loading

Travel Blog

Nükleer atıklarla bir gün

Radikal, Almanya'da nükleer santrallarda kullanılan tehlikeli atık yakıt çubuklarının kalıcı olarak depolanacağı yerin 930 metre altındaki tuz madenine girdi.

24 Şubat 2013

GORLEBEN - Dünyanın en önemli çevre sorunlarından biri olan nükleer santralların atıklarına henüz çözüm bulunmuş değil. Atıkların kalıcı olarak depolanacağı bir depo da yok. 20 yılı aşkın süredir araştırmalar devam ediyor. Bunun için çalışan birkaç ülke var. Almanya da bu ülkelerden biri. İlk kez Türkiye ’den bir grup, yerin 930 metre altında 1979’dan bu yana çalışmaların sürdüğü Berlin’deki tuz madenine girdi. Radikal de oradaydı.
Berlin’e trenle 2 saatlik uzaklıkta Görleben’i dünya , her yıl trenlerle nükleer atıkların taşındığı ve çok yoğun eylemlerin yaşandığı küçük bir kasaba olarak tanıdı. Almanya, Japonya’daki Fukuşima kazasının ardından 17 santralın tamamını 2022’ye kadar kapatma kararı aldı. Görleben’de ise radyoaktif atıkların hem geçici depolama alanı hem de 30 yıldır üzerinde çalıştıkları kalıcı depolama alanı bulunuyor. Heinrich Böll Stiftung Derneği’nin düzenlediği basın gezisi kapsamında iki depoyu da önceki gün ziyaret ettik. İlk durak kalıcı depolama alanı. Federal hükümet 1979’da 260 milyon yılda oluşan dev bir tuz tabakasının nükleer atıklar için kalıcı bir depo yapılması için kolları sıvamış. Yerin 930 metre ve 840 metre altına inen iki kuyu açıldı. Yeraltında atölyelerin, araştırma alanlarının bulunduğu 16 kilometre tünel yol bulunuyor. Tuz tabakasının boyutu bir mantar gibi. Genişliği 14, yüksekliği ise 4 kilometreye kadar uzanıyor. Toplam 600 bin ton tuz çıkarılarak yerüstünde ayrıca depolanmış. Yerin yüzlerce metre altında yoğunlaşmış tuz vardı. Saniyede 10 metre süratle çalışan asansörle 93 saniyede yeraltındaydık. Kısa bir bilgilendirmenin ardından üstü açık bir cipin içinde galerinin çoğunu gezdik. Bir araştırma sahası olduğundan her yerde ölçüm cihazları vardı. Her bir noktadaki cihazlar onlarca yıllık verileri toplamak üzere yerleştirilmişti. Yetkililer, buraya ilk kez Türkiyelilerin girdiğini söyledi. Dünyada sayılı nihai depo adaylarından biri.

Risk sıfır olmaz
Almanya’da tuzun tercih edilme nedeninin bazı teknik özellikleri bulunuyor. Tuz, suyu ve gazı geçirmiyor. Radyoaktif içeren tuzların kapsüller içinde buraya hapsedilmesi ve belki de binlerce yıl bırakılması hesaplanıyor. Tuz tabakası yıllar sonra açılan bir boşluğu dolduruyor. Radyoaktif varillerin binlerce yıl sonra tuzun içine hapsolacağı hesaplanıyor. Ancak tuzdaki boşluklar, 1 milyon yılda 20 metre dolabiliyor. Hükümet 500 yıl sonra depoya erişebilme garantisi istiyor. Fakat yüzlerce yıl sonra neler olabileceği konusunda yetkililerin de kafası karışık. Binlerce yıllık jeolojik geçmişinde Görleben deniz suları altında da kalmış, buzul çağı da geçirmiş. Riskin hiçbir zaman için sıfır olmadığının altını çizen yetkililer, mevcut teknoloji ile en güvenilir yöntem olarak bunu görüyor. Çünkü nükleer atıkların bertarafı mümkün değil ve bu atıklar yerüstünde geçici olarak depolanmış durumda.

Nükleer atıklara 100 metre
Grubun ikinci durağı, dünyadaki en tehlikeli atıkların geçici olarak bulunduğu Görleben Geçici Radyoaktif Madde Depolama Merkezi. Güvenlik üst düzey. En küçük elektronik cihazın bile içeriye girişine izin verilmiyor. Ziyaretçilerin güvenlik kontrolleri bir hafta öncesinden tek tek yapılmış. Tesisin basın sorumlusu Jürgen Auer, önce atıkların konulduğu varilleri anlatıyor. Varillerin ağırlıkları 20 tonu buluyor. Castor adındaki bu varillerin dayanıklılığını test etmek için, TIR kazası, tanker patlaması, 800 metreden helikopterden düşme gibi testler yapılmış. Videlar izletiliyor. Uzaktan küçük bir kapsülü andıran varillerin her biri 5-6 metre yüksekliğinde. İçinde bir insanı eritecek kadar tehlikeli nükleer santrallarda kullanılan atık çubukları bulunuyor. Bu varillerin yaklaşık 100 metre yakına kadar yaklaştık. Mavi, kırmızı, turuncu, sarı renklerdeki bu varillerden 113 adet bulunuyor. Auer’e göre, variller 2 bin yıl dahi sızdırmadan durabilir. Nükleer atıkların ne zaman kalıcı depoya alınacağı hâlâ belirsiz.

  • Paylaş:
alternative title

YORUMLAR