Organik tarım ve turizm atağına kalkan Gökçeada'nın 2012'de altın madenciliğine açılacağı yolundaki haberler adayı ayağa kaldırdı.
05 Aralık 2011
İSTANBUL
- MTA Kuzeybatı
Anadolu
Bölge Müdürü Ali Altınay’ın “Gökçeada’da altın bulduk” sözleri, adayı karıştırdı. Bölgedeki sivil toplum örgütleri ve ada sakinleri adada altın madenciliğine karşı imza kampanyası başlattı. Gökçeada Çevre Çalışma Grubu Başkanı ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Balıkçılık Teknolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Cihangir, arama faaliyetlerinin 8 yıldır devam ettiğini söyleyerek uyardı:
“6-7 firma arama ruhsatıyla çalışma yapıyordu. Şu anda Gökçeada’nın birçok yerinde yeni açılmış yollar var. Yol açılmış, vadinin bir yerine kadar gidiyor ve sonra çıkmaz sokağa giriyor. En yüksek rezervin olabileceği yer Gökçeada’nın akciğeri sayılabilecek Barboros Ormanları’nda. Tepeköy denilen Rum köyünün arkalarına düşüyor. Bir avuç toprak burası. Sularımız kaynak suyu. Gökçeada’nın neredeyse tamamına yakını koruma alanı. Ama bir bu işler prosedürüne uyduruluyor. Bulunan altının işletilmesi adanın prestijini zedeleyecek. Organik tarımla ilgili inandırıcılığı kalmayacak.”
İmza kampanyası açıldı
Ada sakinleri de
sosyal
medyada ‘İmzala, Gökçeada Altın Madeni Olmasın!’ başlıklı kampanyalarıyla tepkilerini dile getiriyor. İmza kampanyasının metninde şu ifadeler yer alıyor: “Gökçeada
Türkiye
’nin en büyük adası. Su kaynakları bakımından dünyanın dördüncü, Ege’nin ise en zengin adası. Kıyıları balıkçılık açısından Ege’de çeşitliliğini koruyabilen birkaç bölgeden biri. Adanın tamamında organik tarım yapılabiliyor çünkü havası, suyu ve toprağı halen temiz. 2012 yılı başında Gökçeada’da bulunan altının çıkarılması için ihale açılacağını öğrenmiş bulunuyoruz. Son derece tedirginiz...”
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Coğrafya Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Vedat Çalışkan Gökçeada’nın ‘benzersiz’ özelliklerini vurguladı: “Ekolojik özellikleri nedeniyle tarım ve hayvancılık potansiyeli yüksek. Doğası keşfedilmemiş bir yer Gökçeada. Madencilik faaliyetleri, yer aldıkları tüm çevrede doğal yaşamı tehdit eder. 4 mevsime yayılmış sörf turizmi var. Tarihsel ve kültürel bir geçmişi var. Uzun süre Rumlar ve Türkler bir arada yaşadı. Rumlar hâlâ yazları gelir. Türkiye’de örneği çok az görülen dini panayırlardan biri Gökçeada’da gerçekleştirilir. Bu bile tek başına Gökçeada’yı benzersiz kılıyor.”
Vali: Bırakın orada kalsın
Gökçeada’da altın madenciliği fikri, Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna’nın da tepkisini çekti. MTA Kuzeybatı Anadolu Bölge Müdürü Ali Altınay ekim ayında İl Genel Meclisi İl Koordinasyon Kurulu toplantısında, Gökçeada’da altın rezervi tespit ettiklerini açıkladığında Vali Tuna, “Yapmayın, her şeyi bulup çıkarmak zorunda değilsiniz. Onlar bizim zaten, yerinde dursun. Biz Gökçeada’da turizmi geliştirmeye çalışıyoruz, ‘organik ada’ diyoruz. Siz de madenci sokmaya çalışıyorsunuz” demişti.
YORUMLAR