Cumhurbaşkanı Gül, çalışmaları engellememek için ertelediği Van ziyaretini bayramın 1. günü yaptı, depremzedelerin şikâyetlerini dinledi.
07 Kasım 2011
Van’ı sarsan depremin ardından 15 gün geçti. Önce can, sonra mal telaşı vardı. Şimdi hepsi geride kaldı. Mucizeler de ölümler de sona erdi ama zorluklar sürüyor. Van’da bir günde 4 mevsimi yaşamak mümkün. Sonbahar bulutları, yağmur, kar ve ışıl ışıl güneş… Böyle bir günde geldi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Van’a.
Cumhurbaşkanı Gül, Kurban Bayramı’na depremzedelerle birlikte girdi. Van merkezdeki Mevlana evlerini gezen Gül, depremle birlikte savaş alanına dönen Gedikbudak Köyü’nü ve depremden en çok yara alan Erciş’i gezdi. Depremzedelerin sorunlarını, taleplerini dinleyen Cumhurbaşkanı, yaraların en kısa sürede sarılacağını, yıkılanın yerine yenisinin yapılacağını söyleyerek, “Halkımız kadirşinastır” dedi.
Arama kurtarma çalışmaları sırasında ‘çalışmalara engel olmamak için’ Van’a daha sonra gideceğini açıklayan Gül, Kurban Bayramı’nın ilk gününde Van’daydı. Saat 06.00 sularında Van’a gelen Cumhurbaşkanı için neredeyse kentin her yerine polis ve özel harekâtçılardan set örüldü. Gül’ün ilk durağı Van merkezdeki Ulu Cami oldu. Bayram namazını kıldıktan sonra açıklama yapan Gül’ün ilk sözleri, “Tabii ki bu bayrama biraz buruk girdik. Büyük bir afet, depremle girdik. Onun acısı hâlâ tazedir. Hayatını kaybeden herkese Allah’tan rahmet diliyorum. Cenab-ı Allah bütün afetlerden, milletimizi, bütün insanlığı, herkesi korusun” dedi.
Gül’ün depremzedelerle buluştuğu ilk durak ise Mevlanakent oldu. Burada zaten hızlı süren çalışmalar son iki gün tam gaz gitmişti. Çamurun üzeri kumla kaplanmış,
güvenlik
için tel örgüler çekilmişti. Biri 360
derece
dönen 10 güvenlik kamerası sürekli kayıttaydı. Ancak evleri yıkılan, yakınları ölen aileleri ne Cumhurbaşkanı’nın gelişi heyecanlandırıyordu, ne Kurban Bayramı… Bayram için tek hazırlık, Kızılay’ın verdiği küçük hediyeler,
sabah
prefabrik evlerin önünün temizliği ve havalandırılan battaniyelerdi... Tabii Fadime İmrak ve Kevi Ebiri’yi saymazsak. İmrak’ın eşi tatlıcıda çalıştığı için, küçük barakalarına bayram tatlısı getirmiş, Kevi Ebiri ise Mevlanakent’e kurulan ‘bayan kuaför’de kaşlarını aldırmıştı.
Depremin ertesi günü 10’dan fazla gazetenin 1. sayfasında, enkaz altından çıkarken görüntülenen iki kadından biri olan Özden Özbey, Cumhurbaşkanı’nı görebilirse, “Evinin yıkıldığını, bir ev istediğini” söyleyecekti. 59 yaşındaki Mustafa Sümer ise “Bir şey söylemeye gerek yok, zaten halimizi görür” diyordu.
Bilal Demir’in tek düşüncesi çocuklarıydı: “İşsizim, çocuklarım çok hasta. Birinin beyin hücreleri ölüyor. Diğeri özürlü. Sürekli bakım lazım.” Çocuklarsa hep aynıydı. Mesela Edanur Alptutar, ‘oyuncak’ isteyecekti tıpkı diğer çocuklar gibi.
‘3 katın köyde ne işi var’
Cumhurbaşkanı geldiğindeyse yoğun bir kaos başladı. Sesini duyurabilenler, bir iki kelam etti Gül’e. Kimi yardımlar için teşekkür, kimi başlarını sokacak bir ‘kalıcı çözüm’ talep etti. Cumhurbaşkanı özel ihtiyaçları kurmaylarına not ettirdi. Ev, iş gibi genel sorunlar için bir söz vermedi. Ancak “Önce geçici çadır ve Mevlana evleri, sonra konteynirler, daha sonra kalıcı konut” dedi.
Gül’ün ikinci önemli durağı, bir savaş alanını andıran Gedikbudak Köyü oldu. Köy meydanını dolduran ahali silme erkekti. Kadınların yeriyse ‘çadır başı’ydı. Müzeyyen Kederli, kestikleri kurbanın başında bir yandan sobayı yakıyor, diğer yandan soba başına kurdukları koltuktaki çocuğun üzerini örtüyor. Ramazan Kederli de enkazdan nasıl çıktığını anlattıktan sonra, ağır yaralı annesi ve babasına adıyor kurbanı.
Nuran İleri’nin, çadırdaki bayram hazırlığı depremzedenin halini özetler nitelikteydi: “Evimiz yok ki bir hazırlık yapalım. 5 gün kamyonda yattık. Şimdi çadır var. Onu temizleyelim dedik.”
Gedikbudak köylülerinin Gül’den talepleri tekti: Sıcak bir yuva… İlköğretim okulunun önüne gelindiğinde Muhtar İdris İleri dökülüveriyor: “Buraya toplu konut yapmayın. Bizim için hayvan çok önemli.” Gül, önce ‘köyde 3 katlı okulun ne işi olduğunu’ soruyor; ardından, “Köye uygun evler yapacağız” diyor. Hayvanların öldüğünü anlatan bir köylüye de “Aldığını hayvana yatır, 100 varsa, 1000 olsun” diye nasihat ediyor.
Çocuklara 10’ar lira bayram harçlığı dağıttı
Bayram namazını Van’da kılan Cumhurbaşkanı Gül, daha sonra kent merkezinde depremde evsiz kalanların yerleştirildiği, tek odalı prefabrik evlerden oluşan ‘Mevlanakent’te depremzedelerle bayramlaştı. Gül’ün korumaları, depremzede çocuklara 10’ar lira bayram harçlığı dağıttı. Depremzedelerle kahvaltı yapan Gül’e çorba ikram edildi. Cumhurbaşkanı’na ziyarette Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Van Valisi Münir Karaloğlu ve Kızılay Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar da eşlik etti.
YORUMLAR