Somali'de Cerrahpaşa Tıp'tan bir öğrenciyle karşılaşıyoruz. Hafsa, tatilde halkına yardım ediyor. Öyküsü ise yetimhaneye uzanıyor.
28 Ağustos 2011
İSTANBUL
- Hafsa Abdullah Abdi,
Türkiye
’de tıp okuyan bir Somali vatandaşı. 22 yaşındaki Hafsa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi son sınıfta okuyan tek Somalili. Hafsa ile Somali’de mülteci kamplarına kurulan seyyar bir hastanede karşılaştık. Okul tatile girer girmez halkına yardım için Somali’ye dönen Hafsa’yla ülkesindeki zor yaşantısını konuştuk.
Başkent Mogadişu’daki harabeye dönmüş bir binanın bahçesinde plastik sandalye ve masalar kurulmuş, iki hekim ile hemşireler çocuklara bakıyor. Masaların üzeri ilaçlarla dolu. Doktorlar yalnız tanı koyup ilaç verebiliyor. Bunun dışında bir tedavi söz konusu değil. Hafsa ile burada tanıştık. Somali’ye yardım organizasyonu yapan İHH İnsani Yardım Vakfı ile birlikte çalışıyor.
‘Babam komutandı’
Kendi vatandaşlarının çocuklarına bakarken kim zaman duygusal anlar yaşayan Hafsa’nın yaşamı da yokluklar içinde başlamış:
“Babam 1991’e kadar iktidarda olan Siad Barre döneminde komutandı. İç savaş sırasında öldü. Dokuz kardeşiz. Ben yetimhanede büyüdüm. Şartlar çok kötüydü. Önce ağabeyim ODTÜ’de aldığı bursla okudu. ABD’de elektrik elektronik mastırı yaptı.”
Ağabeyi gibi Türkiye’ye gitmenin yollarını arayan Hafsa, sonunda bunu başarmış. Kazandığı Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde okuyan Hafsa hekim olduktan sonra, kendisine ihtiyaç duyulan topraklarına dönmek istiyor. Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan
’ın Somali’ye gelişine çok sevindiğini anlatıyor:
“Erdoğan buraya gelmeseydi Somali dünyanın unuttuğu ülke olmaya devam ederdi. Erdoğan’ın gelişini ben de izledim. Somalili insanlardan ağlayanlar oldu, ben de ağladım. Emine Erdoğan’la tanıştım. Bana Türkiye’ye daha çok Somalili öğrenci geleceğini söyledi. Umarım öyle olur. Çünkü Somali’de hiçbir imkânımız yok.”
O çocuklardan ikisi artık yok
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan
, Somali’ye yaptığı ziyaret sırasında hasta olan beş çocuğun hastaneye götürülmesini istemişti. Bu çocuklardan biri Erdoğan’ın sözlerinden 20 dakika sonra hastane yolunda öldü. Türkiye’den Somali’ye giden yardım ekiplerinden Uluslararası Sağlık ve Eğitim Derneği üyesi Eczacı Volkan Akgüner, durumu ağır çocuklardan ikincisinin de bir gün sonra hastanede hayatını kaybettiğini söyledi. Akgüner, çocukların tifo, kolera gibi ağır hastalıklar taşıdığını belirterek, her gün çocuk ölümlerinin yaşandığına dikkat çekti.
Somali’de son üç ayda beş yaş altında 29 bin çocuk açlığa bağlı hastalıklardan öldü.
Masai’ler ‘cep’leriyle kente karıştı
Kenya, Doğu Afrika ülkelerinin içinde bulunduğu Afrika Boynuzu’nun 40 milyon nüfusuyla en gelişmiş ülkesi. Başkent Nairobi’nin merkezi gökdelenler, beş yıldızlı otellerle dolu. Araç fiyatlarının özellikle Türkiye’ye göre çok düşük olduğu Kenya’da günün her saati yoğun trafik yaşanıyor. Şehir merkezine birkaç kilometre uzaklıkta kenar mahalleler var. Bu ‘teneke mahalle’lerde ağırlıklı olarak Somalili mülteciler yaşıyor. Kenya hükümetinin sıcak bakmadığı Somalili mültecilerin yerleşim yerleri çamur ve çöp yığınları içinde. Kişi başı milli gelirin 2 bin doları bulmadığı Kenya’da gelen her mülteci ülkeye ağır bir yük demek.
Kenya turizminin en önemli unsuru ülkedeki doğal yaşam. Yurtdışından ‘safari’ye akın var. Her keseye, her süreye göre Safari yapılabiliyor. İster ciplerle günübirlik, ister bir haftalık çadır kampı. Fiyatları 20 dolarla 600 dolar arasında değişiyor. Süre ve para kısıtlıysa en uygun safari Nairobi’deki National Park’a gitmek. Parkta onlarca Afrika hayvanını doğal ortamlarında gözlemlemek mümkün.
Bir kükreyişi yetti
Nairobi National Park’ın en tehlikeli hayvanları aslanlar ve bir leopar. Nobi, parkın en gözde hayvanı. En çok ilgi ona, zira iyi bir kamufle özelliğine sahip Nobi’yi görebilmek için çok beklemek gerekiyor. Nobi, diğer hayvanların aksine iki sıra 6 metreyi bulan tel örgüyle çevrilmiş durumda. Tellerin en üst kısmında da iç kısma doğru bükülü elektrikli teller bulunuyor. Güvenlik bu düzeyde olunca Nobi’ye 20 santim yaklaşarak fotoğraf çekmek fazla korkutmadı. Ancak bir ara aniden tellerin gerisinden de olsa üzerime atlamaya çalışması beni arka üstü çimlere oturtmaya yetti.
Parkın tek timsahı ise havuzunda gayet huzurlu görünüyor. Saatlerce aynı noktada, aynı pozisyonda duruyor. Sykes maymunları ise önce sizi yokluyor, onlara verecek bir şeyiniz yoksa yüzünüze dahi bakmıyor.
Afrika genelinde olduğu gibi Kenya’da da kabileler var. Kikuyu, Somalı, Luo, Masai gibi 42 farklı kabile bulunuyor. Her birinin dili farklı. Ancak ülke genelinde ortak dil olan Swahili konuşuluyor. Kenya’da kültürlerine en sadık kabilelerden Masai’lere de parkta rastlamak mümkün. Kenya’nın güneyindeki kırsalda yaşayan ve geçim sıkıntısı çeken bazı işbilir Masai’ler şehrin yolunu tutmuş. Tek kelime İngilizce biliyorlar, o da ‘dolar’. Fotoğraf çektirme karşılığında kullandıkları kelime bu. Kıyafetleri hâlâ otantik ama çok amaçlı kullandıkları palalarının yanında cep telefonunu da eksik etmiyorlar.
YORUMLAR