Fırat'a üvey anne dayağını tüm mahalle biliyordu. Muhtara, karakola başvuran da oldu: Polis geldi, Fırat ağlamaktan konuşamadı.
30 Mart 2011
“Fırat’a 20 gün önce ‘Polise gidelim’ dedim, gelmedi. ‘Korkuyorum’ dedi. Sultançiftliği Karakolu’na gittim. Polise anlattım. ‘Gel mahalleye, bu çocuğa işkence yapıyorlar’ dedim. Polis bana kulak vermedi.”
“...155’i aradım. ‘Bir çocuk burada sefil oluyor’ dedim. Üç resmi polis ekip otosuyla bakkala geldi. Fırat, polisleri görünce ağlamaktan konuşamadı. Polislere, ‘Çocuk şimdi ağlıyor, şimdi götürmeyin” dedim. Gittiler ama bir daha gelmediler...”
“...’Büyüyünce annemi bulacağım, sarılacağım, kardeşim Helin’e de sahip çıkacağım’ diyordu.”
Bu sözler, Sultangazi’de üvey annesi ve anneannesi tarafından öldürülen 9 yaşındaki Fırat Sezer’in komşuları ve bir arkadaşına ait.
Fırat hayatı boyunca hiç okula gidemedi. Annesi ve babası ayrıydı. Babasının üçüncü evliliği olan üvey annesi ve anneannesi ile birlikte Sultangazi’de yaşamaya başladı. Babası bir fırında çalışıyordu ve eve geç geliyordu. Fırat babası gelene kadar üvey annesiyle ve anneannesiyle vakit geçiriyordu. Fırat’ın babasının ikinci evliliğinden Helin, 3. evliliğindense Talya adında iki kardeşi vardı.
Sultançiftliği’ndeki mahalle sakinlerinin anlattıklarına göre, Fırat üvey annesi ve anneannesi tarafından sürekli dövülüyordu. O da babası gelene kadar sokaklarda kalıyordu. Evine su içmek için gittiğinde bile dayak yiyordu. Birkaç ay önce amcasının pideci dükkânında çalışmaya başladı. Önceki güne kadar her gün sabahtan işe gidip, geç saatte eve dönüyordu. Önceki gün sabah işe gitmeden önce üvey annesiyle tartışmaya başladı. Ve sonra korkunç olay meydana geldi...
Sultançiftliği Mahallesi 180. Sokak sakinlerinin çoğu Fırat’ın neler yaşadığından haberdardı. Mahalleli, Fırat’ın babasına ve üvey annesine tepkilerini dile getiriyordu. Kimi okula gidip Fırat’ın okula yazılmasını istiyor, kimi de bizzat polise şikâyette bulunuyordu. Muhtara gidenler de oldu. Ancak tüm çırpınışlara rağmen Fırat, ‘sosyal devlet’
Türkiye
Cumhuriyeti’nde göz göre göre katledildi.
‘Babasına söyledik’
İşte Fırat’ı tanıyanların anlattıklarıyla çocuğun ölüme sürüklenişi:
Alt komşu Kamil Sucu: “Aile problemliydi. Karı koca da sürekli kavga ediyordu. Özellikle babanın akrabaları geldikten sonra evde kıyamet kopuyordu. Eşi ve kayınvalidesi istemiyordu kimseyi. Fırat’ı özellikle yaşlı
kadın
çok dövüyordu. Çocuğu neredeyse her gün dövüyorlardı. Geçen yıl çocuğu döverken polise
haber
verdik. Polis geldi. Ancak bir şey yapmadan gitti. Bir keresinde mahalleli bu kadınları Fırat’a yaptıklarından dolayı linç etmeye kalktı. Babası engel oldu, ‘Bir daha olmayacak’ dedi. Olay günü normalde hiç yapmazken tüm apartmana Fırat’ı sormuş. Kayıp süsü vermeye çalışmışlar.”
Yan komşu Cevat Arslan: “Sürekli dövüyorlardı çocuğu. Önce babasına söyledim. Baba da eşinin annesini dövüyordu. Üç ay önce kendim polise gidip şikâyette bulundum.”
Komşu Nuray Sucu: “Yaşlı kadın temizlik hastasıydı. Sabah 7’de camdan minder döverdi. İki yıldır burada yaşıyorlar. Kendi evleri. Annesinin ve anneannesinin aksine Fırat çok cana yakın bir çocuktu. Bize sürekli hal hatır sorardı. Fırat yazın işe başladı, işe girmeden önce sürekli bize kaçar, yemek isterdi. Televizyon izlemiyorlardı, Fırat bize gelir, televizyon izler, sonra ‘Anneme söylemeyin, çok döver’ derdi.”
Fırat’ın 12 yaşındaki arkadaşı Aleyna Sucu: “En son iki gün önce gördüm. Çalıştığı yerden geliyordu. Çalışmadan önce sürekli birlikte oynardık. Bize yaşadıklarını anlatırdı. ‘Büyüyünce annemi bulacağım, sarılacağım, kardeşim Helin’e de sahip çıkacağım’ diyordu. Annesinin sürekli dövdüğünü söylerdi. Yazın oynarken su isteyince yaşlı kadın tokat attı. Fırat ağlamaya başladı. Yemek vermediklerini anlatıyordu. Okula gitmek istiyordu.”
Üst komşu Türkan Yiğit: “Polise gitmeye korktum. Benim de çocuklarım var, bir şey yaparlar sandım. Ama okula gittim. İvat Turan İlköğretim Okulu’nun müdürüne ‘Bu çocuğa yazık, okula alın’ dedim. ‘İlgileneceğim, ilçe milli eğitime bildiririm’ dedi. Muhtara da gidip anlattım. Muhtar da ‘İlgileneceğim’ dedi. Geçen yaz yaşlı kadın, çocuğun suratını tırnaklarıyla yırtmıştı. Mahalleli evine gittik. Babası ‘Tamam, ben hallederim’ dedi.”
Komşu Hacer Tayfur: “Çocuğumun arkadaşı, sürekli bize gider gelirdi. Fırat’a 20 -30 gün önce ‘Polise gidelim’ dedim, gelmedi. ‘Korkuyorum’ dedi. Sultançiftliği Karakolu’na gittim. Benim okumam yazmam yok ama iki yıldızı olan bir polise anlattım. ‘Gel mahalleye, bu çocuğa işkence yapıyorlar’ dedim. Polis bana kulak vermedi. Dediklerimi yazmadı bile. Geçen yaz da muhtara gittim. Baktı çocuğun kaydı yok, ‘Ben ne yapabilirim’ dedi.”
Mahalle bakkalı Mehmet Sayim: “Çocuk sefil oluyordu, ara sıra yemek veriyordum. İki -üç ay önce 155’i aradım. Üç resmi polis, ekip otosuyla bakkala geldi. Fırat, polisleri görünce ağlamaya başladı. Polisler Fırat’a soru sordular, ancak Fırat ağlamaktan konuşamadı. Ben de polislere, ‘Ağlıyor, şimdi götürmeyin, sonra gelin, yoklayın, bakın buralara’ dedim. Çocuğu almadan gittiler ama sonra bir daha gelmediler. Babası gelince ona da söyledim.”
Sultançiftliği Mahallesi Muhtarı Mehmet Yatkın: “Okula gidemediğiyle ilgili şikâyet geldi. Çocuğa 27 Eylül 2010’da kimlik çıkarıldı. Ancak kaydı Şanlıurfa’daymış. Velayeti de annesinde olduğundan 18 yaşına kadar bir şey yapamayız.”
Sultançiftliği Çocuk Büro Amirliği yetkilileri ise şu ana kadar bir başvuru yapılmadığını, eğer başvuru olsaydı mutlaka müdahale edeceklerini söyledi.
Baba: TV’den duydum
Baba Necmi Sezer, cinayeti televizyondan öğrendiğini söyledi.
Sezer, çocuğuna şiddet uygulandığını hiç görmediğini savunurken “Darp izi yoktu. Komşular şiddete uğradığını söylediler. Ben üstünü çıkarıp iz aradım ama iz yoktu” diye konuştu. Sezer, oğlunun kimliğinin neden çıkarılmadığı sorusuna da velayeti olmadığı için kimlik tanıma kartı bulunduğunu kaydetti. Fırat Sezer’i her sabah kardeşinin yanına işe gönderdiğini ifade eden Sezer, o sabah işe geç kaldığı için kardeşinin kendisini arayarak oğlunun geç kaldığını söylediğini ifade etti. Kardeşinin çevreye baktıktan sonra görmediğini söylemesi üzerine polise müracaat ettiklerini dile getiren Sezer, “Memurlarla karakol karakol gezdik. Ben de olayı televizyondan öğrendim. Sabah işe giderken kanepede uyuduğunu gördüm” dedi.
Anne tutuklandı, kardeşler korumada
Üvey anne Ekatarina O. ve üvey anneannesi İyola O. dün tutuklanırken, Fırat’ın kardeşleri koruma altına alındı. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK)
İstanbul
İl Müdürü Önal İnaltekin, Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın dün arayarak Sezer’in kardeşlerinin korumaya alınması talimatı verdiğini söyledi. İnaltekin, 2007 doğumlu Helin ile 2009 doğumlu Taha Sezer’in SHÇEK İstanbul İl Müdürlüğü’ne götürüldüğünü belirtti.
YORUMLAR