Gazeteci İlhan Selçuk, Lütfi Kırdar ve Cumhuriyet gazetesinde çifte törenle toprağa verileceği Hacıbektaş'a uğurlandı
24 Haziran 2010
İSTANBUL - Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk son yolculuğuna uğurlanmadan önce binlerce kişinin katıldığı törenle anıldı. Törende gözyaşı ve öfke vardı.
Çoklu organ yetmezliği nedeniyle 85 yaşında ölen Selçuk için dün Lütfi Kırdar Kongre Sarayı ve Cumhuriyet Gazetesi önünde tören düzenlendi.
Lütfi Kırdar Kongre Sarayı’ndaki ilk törene Tarık Akan, Yılmaz Büyükerşen, Zekeriya Temizel, Osman Özgüven, Necla Arat, Turgay Olcayto, Erdoğan Teziç, Ali Müfit Gürtuna, Halit Kıvanç, Şerif Sezer, Bedri Baykam, Balyoz soruşturmasından tahliye olan Çetin Doğan, Kadir İnanır,
Rahmi Koç
, Genco Erkal,
Gürsel Tekin
gibi siyaset, sanat ve basın camiasından isimler katıldı. Kalabalık, salonu doldururken, yüzlerce kişi de dışarıda kaldı.
Piyanist Fazıl Say ve halk müziği sanatçısı Erdal Erzincan’ın dinletisinden sonra İlhan Selçuk’un hayatından fotoğraf karelerinin olduğu sinevizyon gösterisi yapıldı. Selçuk’un fotoğrafları salondaki dev ekrana yansıtıldı. Sunucu Rutkay Aziz, İlhan Selçuk’un ‘Rüzgâr gülü’ adlı yazısından, “Kimi insan japon gülü gibidir. En zor günleri bekler açmak için. Ey yurdumun japon gülleri, hepinize merhaba” satırlarını okudu.
‘Basın şehidisin’
Gazeteci-yazar Alev Coşkun, Selçuk’un Ergenekon sürecinde gözaltına alınmasını eleştirerek, şöyle konuştu:
“2008’in karanlık mart gecesi, sabaha karşı evini bastılar. İlhan abiyi aldılar. Seni nezarete koydular. Oysa devlet sana koruma vermişti. Nereye gidip geldiğin belliydi ama sana bunu reva gördüler. Seni terör örgütünün başı olmakla suçladılar. Ziverbey Köşkü’nden de dayanıklıydın bu olanlara ama yorulmuş vücudun son hakaretlere dayanamadı. Sana karşı yapılan bu haksız muameleye vücudun tahammül edemedi. Aramızdan ayrılmanın asıl nedeni budur. Bu yüzden sende basın şehidisin. Vasiyetini yerine getireceğiz. Cumhuriyet Gazetesi çizgisinden ödün vermeden yoluna devam edeceğiz.”
İlhan Selçuk’un kardeşi Ülfet Ertel gözyaşlarını tutamadı. Ertel’i birkaç ay önce ölen karikatürist Turhan Selçuk’un eşi Ruhan Selçuk teselli etti.
Balbay’dan mesaj
Silivri
Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay da mesaj gönderdi. Balbay’ın, “Dileğim çıkınca herkesi sağlıklı bulmaktı, gerçekleşmedi. Elbette bir gün buluşacağız” satırları uzun süre ayakta alkışlandı.
Gazeteye götürüldü
Törenin ardından Selçuk’un Türk bayrağına sarılı naaşı binlerce kişinin katıldığı kortej eşliğinde Cumhuriyet Gazetesi’ne götürüldü. Yürüyüş sırasında sık sık ‘Kahrolsun ABD emperyalizmi’, ‘Gün gelecek, devran dönecek AKP halka hesap verecek’, ‘Kahrolsun
faşizm
sloganları’ atıldı.
Cumhuriyet önündeki törenin ardından İlhan Selçuk’un naaşı bugün toprağa verileceği Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesine uğurlandı.
‘Bedel ödeyen bir devrimciydi’
CHP Genel Başkan Yardımcısı Önder Sav: Atatürk, ‘Devrim güneş kadar parlak, güneş kadar sıcak, güneş kadar bize uzaktır. Ben güneşe bakar, sonra ilerlemek üzere yola koyulurum’ diyordu. Selçuk böyle bir devrimciydi. Devrimciliğin yükü ağırdır, bedeli vardır. Selçuk bedel ödeyen devrimcilerdendir. Tıpkı asırlar önce bedel ödeyen Aristo gibi. Aristo’yu mahkûm eden yargıçları, hiçbir toplum ve insanlık dünyası umursamıyor ama Aristo’yu anıyor.
Cumhuriyet yazarı Hikmet Çetinkaya: Bizimki uzun bir yolculuktu. Bu uzun yolculuğumuz devam edecek. Demokrasi, temel hak ve özgürlükleri sonuna kadar savunacağız. Emekçilerin yanında olan kimliğimizden çekinmeyeceğiz. Devrimciyiz, sosyalistiz. Özde Atatürkçüyüz. Tarikatçıların şemsiyesi altında Atatürkçülük yapanlardan değiliz. Senin devrimci ruhun yaşam biçimimiz olacak.
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi: Yol haritamızı belirlemiş, bu konuda dik durmayı becermiş önemli bir önderimizdir. Yaşadığı talihsiz gün, evine gelen polislere çay ısmarlama hümanistliğini üstlenen birisi. O Pencere’sini sürekli emekten, demokrasiden, insan haklarından, laiklikten, Cumhuriyet’ten yana bize açmıştır.
TGC Başkanı Orhan Erinç: Gazetecilik sürecindeki yaşamını örnek almak gerektiğini düşünüyorum. Gazeteciliği özel çıkarlara alet etmemeyi, gazeteciliğin bir yaşam biçimi olarak yapılacağının somut bir örneğidir.
Cumhuriyet yazarı Emre Kongar: Başarılı bir köşe yazarı olmasının en büyük iki etkeni müthiş bir felsefe ve edebiyat birikimi olmasıydı.
Çetin Doğan: Gönlü ve kafası aydınlıktı. Onun gibi ben de Ergenekon sürecini yaşadım. İnsanda derin izler bırakıyor. Şairin dediği gibi, ‘Ben yanmazsam, sen yanmazsan, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa...’ Aydınlanma sürecini ulusumuz tamamlayacak. Vatan sağ olsun diyorum.
YORUMLAR